meḩâret ~ مَحَارَةٌ

Kamus-ı Muhit - محارة maddesi

اَلْمَحَارَةُ [el-meḩaret] (mîm’in fethiyle ism-i mekândır) Rücûʹ eyleyecek ve rücûʹ olunacak mekâna denir. Ve kulağın içine denir, جَوْفُ الْأُذُنِ [cevfu’l-užun] maʹnâsına. Ve bedende omuz başı dönecek yere denir, مَرْجِعُ الْكَتِفِ [merciʹu’l-ketif] maʹnâsına. Ve صَدَفَةٌ [ṡadefet]e yaʹnî aʹzâda olan kemiklerden pazının nihâyet bulup omuz ile kavuştuğu yerde olan yumruca kemiklere ıtlâk olunur. Ve sâ΄ir o makûle kemiklere denir ki oynak yerlerinde olan burgaç kemiklerden ʹibârettir. Ve هَوْدَجٌ [hevdec] tarzında bir nevʹ merkebe ıtlâk olunur ki nisvân rükûb ederler. Ve نَسْرٌ [nesr] ile سُنْبُكٌ [sunbuk] mâ-beynine yaʹnî at kısmının tırnağı içre çekirge hey΄etinde yâbis et pâresiyle tırnağı ucunun aralığına denir. Ve

مَحَارَةٌ [meḩâret] Çizgiye denir, خَطٌّ [ḣaṯṯ] maʹnâsına. Ve baʹzı nüshalarda żâ-yı muʹceme ile خَظٌّ [ḣażż] mersûm olmakla behre ve nasîb demek olur. Mâddenin buna nevʹan mülâyemeti vardır. Ve

مَحَارَةٌ [meḩâret] Nâhiye maʹnâsınadır. Ve noksân maʹnâsınadır ve minhu’l-meselu: “حَوْرٌ فِي مَحَارَةٍ” أَيْ نُقْصَانٌ فِي نُقْصَانٍ Ânen-fe-ân naks ve idbârda olan yâhûd aslâ salâh bulmayan yâhûd baʹde’s-salâh fâsid olan hakkında söylenir.

Vankulu Lugatı - محارة maddesi

اَلْمَحَارَةُ [el-meḩâret] (mîm’in fethiyle) Sedef ki inci kabıdır. Ve inci kabına şebîh olan nesnelerdir, kulağın iç yüzü gibi meselâ. Ve

مَحَارَةُ الْحَنَكِ [meḩâretu’l-ḩanek] diye davar damağından naʹl-bend ʹilâc ettiği yere dahi derler. Ve

مَحَارَةٌ [meḩâret] Omuz başı döndüğü yere derler, مَرْجِعُ كَتِفٍ maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı