maḩṡ ~ مَحْصٌ

Kamus-ı Muhit - محص maddesi

اَلْمَحْصُ [el-maḩṡ] (فَحْصٌ [faḩṡ] vezninde) Âhû segirtmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَحَصَ الظَّبْيُ مَحْصًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا عَدَا Ve mezbûh ayaklarıyla tepinmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَحَصَ الْمَذْبُوحُ بِرِجْلِهِ إِذَا رَكَضَ Ve altını âteşte kal edip gıll ve gışştan pâkîze eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَحَصَ الذَّهَبَ بِالنَّارِ إِذَا أَخْلَصَهُ مِمَّا يَشُوبُهُ Ve ayakla yeri vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَحَصَ بِالرِّجْلِ الْأَرْضَ إِذَا ضَرَبَ بِهِ Ve yürek sürüp çımkırmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَحَصَ بِسَلْحِهِ إِذَا رَمَىَ بِهِ Ve serâb yâhûd şimşek yalabımak maʹnâsınadır; yukâlu: مَحَصَ السَّرَابُ أَوِ الْبَرْقُ إِذَا لَمَعَ Ve kaçmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَحَصَ مِنِّي إِذَا هَرَبَ Ve temrene cilâ vermek maʹnâsınadır; yukâlu: مَحَصَ السِّنَانَ إِذَا جَلاَهُ Ve

مَحْصٌ [maḩṡ] Vasf olur, kaviyyü’l-bünye olan yavuz ata denir, ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - محص maddesi

اَلْمَحْصُ [el-maḩṡ] (mîm’in fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Âhû seğirtmek; yukâlu: اَلظَّبْيُ يَمْحَصُ أَيْ يَعْدُو Ve

مَحْصٌ [maḩṡ] Boğazlanan nesne ayağın vurmağa da derler; yukâlu: مَحَصَ الْمَذْبُوحُ بِرِجْلِهِ مِثْلُ دَحَضَ Ve

مَحْصٌ [maḩṡ] Âteş altını hâlis kılmağa da derler; yukâlu: مَحَصْتُ الذَّهَبَ بِالنَّارِ إَذَا خَلَصْتَهُ مِمَّا يَشُوبُهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı