meşaḵḵat ~ مَشَقَّةٌ

Kamus-ı Muhit - مشقة maddesi

اَلشَّقُّ [eş-şaḵḵ] (şîn’in fethi ve ḵâf’ın teşdîdiyle) Yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَقَّ الشَّيْءَ شَقًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا صَدَعَهُ Ve azı dişi yarıp çıkmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: شَقَّ نَابُ الْبَعِيرِ إِذَا طَلَعَ وَكَذَا نَابُ الصَّبِيِّ Şârih der ki شَقَّ نَابُ الْبَعِيرِ ve شَقَّ الصُّبْحُ ve شَقَّ بَصَرُ الْمَيِّتِ makûlesinde mefʹûlün bihi nesyen mensiyyen mehcûr olmakla fiʹl-i müteʹaddî lâzım menziline tenzîl olunmuştur, نَزْعٌ [nezʹ] kelimesi gibi. İntehâ. Ve

شَقُّ الْعَصَا [şaḵḵu’l-ʹaṡâ] Cemâʹatten müfârakat eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: فُلاَنٌ شَقَّ الْعَصَا إِذَا فَارَقَ الْجَمَاعَةَ Ve عَصَا [ʹaṡâ] fi’l-asl îtilâf ve ictimâʹdan ʹibârettir. Ve

شَقٌّ [şaḵḵ] ve

مَشَقَّةٌ [meşaḵḵat] (mîm’in ve şîn’in fethiyle) Bir nesne bir adama pek güç ve düşvâr olmak maʹnâsına müstaʹmeldir, gûyâ ki o adamın vücûdunu şakk ve kesr eder; yukâlu: شَقَّ عَلَيْهِ الْأَمْرُ شَقًّا وَمَشَقَّةً إِذَا صَعُبَ عَلَيْهِ Ve bir adamı renc ve meşakkate uğratmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَقَّ عَلَى فُلاَنٍ إِذَا أَوْقَعَهُ فِي الْمَشَقَّةِ Ve meyyitin gözleri belerip kalmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: شَقَّ بَصَرُ الْمَيِّتِ إِذَا نَظَرَ إِلَى شَيْءٍ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِ طَرْفُهُ وَلاَ تَقُلْ شَقَّ الْمَيِّتُ بَصَرَهُ Ânifen beyân olunduğu üzere mefʹûlün bihi fâʹil ve fiʹl-i müteʹaddî lâzım menzilinde kılınmakla gûyâ ki o vaktte iʹmâl-i aʹzâya kudret meslûb olduğundan bî-ihtiyâr gözleri o resme çatlak şeklinde belerip kalır. Mü΄ellifin nükte-i nehyi dahi budur. Ve

شَقٌّ [şaḵḵ] Yarığa ıtlâk olunur; cemʹi شُقُوقٌ [şuḵûḵ]tur; yukâlu: بِالْقَدْحِ شَقٌّ وَشُقُوقٌ أَيْ خَرْقٌ Ve subh maʹnâsına müstaʹmeldir ki tan yerinin ağarmasından ʹibârettir, gûyâ ki ufkları şakk eder. Ve yarılmış ve çatlamış yere denir ki مَشْقُوقٌ [meşḵûḵ] maʹnâsına olur. Ve nisvân fercinin uzunca yarığına ıtlâk olunur. Ve dağıtmak, tefrîk maʹnâsınadır; yukâlu: شَقَّ الشَّيْءَ شَقًّا إِذَا فَرَّقَهُ Ve minhu kavluhum: شَقَّ عَصَا الْمُسْلِمِينَ أَيْ فَرَّقَ جَمْعَهُمْ وَكَلِمَتَهُمْ وَإِذَا فَارَقَ الْجَمَاعَةَ يُقَالُ شَقَّ الْعَصَا Ve renc ve mihnet ve meşakkat maʹnâsınadır; bunda şîn’in kesriyle de câ΄izdir yâhûd şîn’in kesriyle ismdir ve fethiyle masdardır. Ve

شَقٌّ [şaḵḵ] Şemsin iki tarafa sapmayıp havâ fişeği gibi vasat-ı semâya doğru uzun uzadı ağmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: شَقَّ الْبَرْقُ إِذَا اسْتَطَالَ إِلَى وَسَطِ السَّمَاءِ مِنْ غَيْرِ أَنْ يَأْخُذَ يَمِينًا وَشِمَالاً

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı