muṡfaḩ ~ مُصْفَحٌ

Kamus-ı Muhit - مصفح maddesi

اَلْمُصْفَحُ [el-muṡfaḩ - el-muṡaffaḩ] (مُكْرَمٌ [mukrem] ve مُعَظَّمٌ [muʹażżam] veznlerinde) Yassı ve enli şey΄e denir; yukâlu: وَجْهُ هَذَا السَّيْفِ مُصْفَحٌ وَمُصَفَّحٌ أَيْ عَرِيضٌ Ve şol adama ıtlâk olunur ki başının iki yanları yassıca ve cebîni yumruca ola. Ve bir tarafa doğru imâle olunmuş nesneye denir. Ve âher yüzü çevrilmiş nesneye denir. Ve kasabası yaʹnî kemiği muʹtedil olan burna ıtlâk olunur ki düzce olup semerli olmaya. Ve şol başa ıtlâk olunur ki صُدْغَيْنِ [ṡudġayn]ı yaʹnî tulun taʹbîr olunan ki kulaklar ile kaşların aralığıdır, sıkıştırılıp yastım olmakla cebhesiyle kafâsı aralığı uzun ola; murâd sivrice ve iki tarafı basık yastım olan baştır. Ve

مُصْفَحٌ [muṡfaḩ] Şol kalbe denir ki onda îmân ve nifâk müctemiʹ ola, gûyâ ki mü΄min tarafına bir yüzüyle ve küffâr cânibine bir yüzüyle ikbâl ve telakkî eder; ve minhu’l-hadîsu: “اَلْقُلُوبُ أَرْبَعَةٌ فَقَلْبٌ أَغْلَفُ فَذَاكَ قَلْبُ الْكَافِرِ وَقَلْبٌ مَنْكُوسٌ فَذَاكَ قَلْبٌ رَجَعَ إِلَى الْكُفْرِ بَعْدَ اْلإِيمَانِ وَقَلْبٌ أَجْرَدُ كَالسِّرَاجِ يُزْهِرُ فَذَاكَ قَلْبُ الْمُؤْمِنِ وَقَلْبٌ مُصْفَحٌ اِجْتَمَعَ فِيهِ اْلإِيمَانُ وَالنِّفَاقُ” Ve

مُصْفَحٌ [muṡfaḩ] Kumar oklarından altıncı oka denir. Ve sehl ve hasen olan yüze ıtlâk olunur.

Vankulu Lugatı - مصفح maddesi

اَلْمُصْفَحُ [el-muṡfaḩ] (mîm’in zammı ve ṡâd’ın sükûnuyla ve fâ’nın fethiyle) Enli, عَرِيضٌ [ʹarîḋ] maʹnâsına; yukâlu: وَجْهُ هَذَا السَّيْفِ مُصْفَحٌ أَيْ عَرِيضٌ مِنْ “أَصْفَحْتُهُ” Ve

مُصْفَحٌ [muṡfaḩ] Kezâlik mâ΄il olmuş nesneye derler. Ve fi’l-hadîsi: “قَلْبُ الْمُؤْمِنِ مُصْفَحٌ عَلَى الْحَقِّ” Ve

مُصْفَحٌ [muṡfaḩ] Meysir oklarından yaʹnî kumar oklarından altıncı oka derler. Ve ona مُسْبِلٌ [musbil] dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı