اَلْمَضُّ [el-maḋḋ] (mîm’in fethi ve ḋâd’ın teşdîdiyle) ve
اَلْمَضِيضُ [el-meḋîḋ] (أَزِيزٌ [ezîz] vezninde) Bir nesne bir adamın derûnuna hüzn ve endûh îrâsıyla acıtıp yakıp derd-nâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَضَّهُ الشَّيْءُ مَضًّا وَمَضِيضًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا بَلَغَ مِنْ قَلْبِهِ الْحُزْنُ بِهِ Ve sirke ağzı yakmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَضَّ الْخَلُّ فَاهُ إِذَا أَحْرَقَهُ Ve sürme gözü acıtmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَضَّ الْكُحْلُ الْعَيْنَ يَمُضُّهَا بِالضَّمِّ وَيَمَضُّهَا بِالْفَتْحِ مَضًّا وَمَضِيضًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا آلَمَهَا Ve
مَضٌّ [maḋḋ] Vasf olur, acıtıp yakıcı nesneye denir; yukâlu: كَحْلٌ مَضٌّ أَيْ مُمِضٌّ Ve
مَضِيضٌ [meḋîḋ] Keçi kısmı suyu içip dudaklarını sıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَضَّتِ الْعَنْزُ مَضِيضًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا شَرِبَتْ وَعَصَرَتْ مَرَمَّتَيْهَا أَيْ شَفَتَيْهَا Ve musîbet acısına uğramak maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve
مَضٌّ [maḋḋ] Ağız ile bir nesneyi emip sormak, مَصٌّ [maṡṡ] maʹnâsınadır. ʹAlâ-kavlin bu, مَصٌّ [maṡṡ] lafzından eblagdır; yukâlu: مَضَّهُ مَضًّا بِمَعْنَى مَصَّهُ أَوْ هُوَ أَبْلَغُ مِنْهُ Ve
مَضٌّ [maḋḋ] Eski kuyularda olan şol hacere denir ki ona su yetişince kadar tetebbuʹ ederler ve baʹzen iki dâne olur. Ve
مَضُّ الضَّرْبِ [maḋḋu’ḋ-ḋarb] Vurması mûlim ve mûciʹ olan kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ مَضُّ الضَّرْبِ أَيْ مُوجِعُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı