اَلْمُطُورُ [el-muṯûr] (ظُهُورٌ [żuhûr] vezninde) Gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَطَرَ الرَّجُلُ مُطُورًا فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ Ve
مَطْرٌ [maṯr] ve
مُطُورٌ [muṯûr] Sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَطَرَ الْفَرَسُ مَطْرًا وَمُطُورًا إِذَا أَسْرَعَ Ve
مَطْرٌ [maṯr] Kırbayı doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَطَرَ الْقِرْبَةَ إِذَا مَلَأَهَا Ve kuş kısmı havâdan sürʹatle nüzûl eylemek maʹnâsınadır, yağmur gibi; yukâlu: مَطَرَتِ الطَّيْرُ إِذَا أَسْرَعَتْ فِي هُوِيِّهَا Ve bir nesneyi alıp götürmek maʹnâsına bâ ile istiʹmâl olunur; tekûlu: لاَ أَدْرِي مَنْ مَطَرَ بِهِ أَيْ أَخَذَهُ
اَلْمُطُورُ [el-muṯûr] (zammeteynle) Gitmek, zehâb maʹnâsına; yukâlu: مَطَرَ الرَّجُلُ فِي الْأَرْضِ مُطُورًا إِذَا ذَهَبَ Ve
مُطُورٌ [muṯûr] Sürʹat etmeğe de derler; yukâlu: مَرَّ الْفَرَسُ يَمْطُرُ مَطْرًا وَمُطُورًا أَيْ أَسْرَعَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı