irb ~ إِرْبٌ

Kamus-ı Muhit - إرب maddesi

Şârih der ki cemʹi أَرْآبٌ [er΄âb] gelir, أَحْزَابٌ [aḩzâb] gibi. Ve minhu hadîsu’s-salâti “كَانَ يَسْجُدُ عَلَى سَبْعَةِ أَرْآبِ” أَيْ أَعْضَاءٍ Râġıb’ın tahkîkine göre إِرْبٌ [irb] lafzı defʹi husûsunda ihtiyâlı muktezî olan fart-ı hâcet maʹnâsına mevzûʹdur. Pes mutlakan حَاجَةٌ [ḩâcet]ten ahass olur, baʹdehu gâh hâcet-i müfredede ve gâh bilâ-hâcetin hemân mekr ü ihtiyâlde istiʹmâl eylediler. Bu sûrette dehâ΄ vemekr ve hubs ve gâ΄ile maʹnâları bundan müteferriʹ olur. Ve gâh olur ki pek hâcetli olan ʹuzva ıtlâk olunur, zîrâ aʹzâ-i mutlaka iki kısımdır. Biri medâr-ı hâcet olan ʹuzvdur, yed vericl veʹayn gibi ve birisi medâr-ı zînet olan ʹuzvdur, hâcib velihye gibi. Ve ʹukde ve ihkâm ve sâ΄ir maʹânîsi dahi maʹnâ-yı evvelden me΄hûzdur. İntehâ. Ve

إِرْبٌ [irb] ʹAkl ve zekâ ve dîn ve millet maʹnâlarınadır. Ve ferc maʹnâsınadır ki ʹuzv-ı nâ-mahremdir. Ve

إِرْبٌ [irb] Hâcet maʹnâsınadır.

Vankulu Lugatı - إرب maddesi

اَلْآرَابُ [el-ârâb] (hemzenin fethi ve meddiyle) Cemʹi; yukâlu: اَلسُّجُودُ عَلَى سَبْعَةِ آرَابٍ Ve أَرْآبٌ [er΄âb] dahi derler, hemze-i sâniyenin meddi ile. Ve

إِرْبٌ [irb] Zîrekliğe dahi derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u. Ve hâcib maʹnâsına da gelir, ʹalâ-mâ se-yecî΄u.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı