ižen ~ إِذَنْ

Kamus-ı Muhit - إذن maddesi

إِذَنْ [ižen] (hemzenin kesri ve žâl’ın fethiyle) Bir kelimedir ki cezâ΄ ve cevâbda zikr olunur; إِنْ كَانَ الْأَمْرُ كَمَا ذَكَرْتَ te΄vîlindedir, yaʹnî bir adam آتِيكَ اللَّيْلَةَ yaʹnî “Bu gece sana gelirim” dese, cevâbında إِذَنْ أُكْرِمَكَ derler ki “Vâkıʹa dediğin gibi gelirsen ben de sana ikrâm ederim” demektir. Ve gâh olur ki hemzesini hazf edip ذَنْ derler ve eger إِذَنْ üzere vakf edersen nûn’unu elife tebdîlle إِذَا dersin.

اَلْإِذْنُ [el-ižn] (hemzenin kesriyle ve fethateynle) ve

اَلْأَذَانُ [el-ežân] ve

اَلْأَذَانَةُ [el-ežânet] (hemzelerin fethiyle) Bilmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَذِنَ بِالشَّيْءِ إِذْنًا وَأَذَنًا وَأَذَانًا وَأَذَانَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَلِمَ بِهِ ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللهِ﴾ أَيْ كُونُوا عَلَى عِلْمٍ ve yukâlu: فَعَلَهُ بِإِذْنِي أَيْ بِعِلْمِي Ve

إِذْنٌ [ižn] ve

أَذِينٌ [ežîn] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bir adama bir nesne zımnında destûr vermek maʹnâsınadır ki izn vermek taʹbîr olunur. Bundan ism إِذْنٌ [ižn]dir, hemze-i meksûre ile destûr ve icâze maʹnâsınadır; yukâlu: أَذِنَ لَهُ فِي الشَّيْءِ إِذْنًا وَأَذِينًا إِذَا أَبَاحَهُ لَهُ

Vankulu Lugatı - إذن maddesi

إِذَنْ [ižen] (hemzenin kesri ve žâl’ın fethi ve âhirinde nûn’un sükûnuyla) Bir kelimedir ki bir nesnenin cezâsında ve cevâbında zikr olunur.Eger kelime-i mezbûreyi fiʹl-i müstakbel üzere mukaddem kılarsan fiʹl-i mezbûru onunla mansûb kılarsın, nasbdan gayrı nesne câ΄iz değildir.Kaçan bir kimse أَزُورُكَ اللَّيْلَةَ derse إِذَنْ أُكْرِمَكَ dersin ve eger إِذَنْ kelimesin fiʹlden te΄hîr edersin, ʹamelden ilgâ edip أُكْرِمُكَ إِذَنْ dersin refʹle. Ve eger إِذَنْ den sonra gelen fiʹl hâl için olursa إِذَنْ ʹamel kılmaz, zîrâ hâlde ʹavâmil-i nâsıba ʹamel kılmaz. Ve eger إِذَنْ üzere vakf edersin إِذَا dersin فَعَلَهُ زَيْدَا dedikleri gibi hâlet-i vakfta.Ve eger إِذَنْ [ižen]i mütevassıt kılıp mâ-baʹdinde gelen fiʹli mâ-kabline muʹtemid kılarsan ʹamelden ilgâ΄ edersin; ke-kavlike أَنَا إِذَنْ أُكْرِمُكَ dersin zîrâ ʹavâmil-i fiʹlde إِذَنْ ʹavâmil-i esmâda zanna müşâbihtir, yaʹnî bâb-ı ظَنَنْتُ da nitekim hâl böyledir.Ve eger onun üzerine harf-i ʹatf dâhil kılarsan vâv gibi ve fâ gibi muhayyer olursun, dilersen ilgâ edersin dilersen iʹmâl edersin.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı