immâ ~ إِمَّا

Kamus-ı Muhit - إما maddesi

إِمَّا [immâ] (hemzenin kesriyle) Şart maʹnâsına müstaʹmeldir ki kelim-i mecâzâttan olur. Bu sûrette aslı إِنْ [in] ve مَا [mâ] olup terkîb ve idgâmla إِمَّا oldu. Ve baʹzen hemzesi meftûh ve baʹzen mîm-i ûlâsı yâ’ya kalb olunur, ke-kavli’ş-şâʹir: “يَا لَيْتَمَا أُمُّنَا شَالَتْ نَعَامَتُهَا || إِيمَا إِلَى جَنَّةٍ إِيمَا إِلَى نَارِ” Ve gâh olur ki ehad-ı cüz΄eyni olan مَا kelimesi hafz olunur, ke-kavli’ş-şâʹir: “سَقَتْهُ الرَّوَاعِدُ مِنْ صَيِّفٍ || وَإِنْ مِنْ خَرِيفٍ فَلَنْ يَعْدَمَا” أَيْ إِمَّا مِنْ صَيْفٍ وَإِمَّا مِنْ خَرِيفٍ Ve إِمَّا [immâ] kelimesi beş maʹnâya delâlet eder: Evvel şekk ve terdîd için olur, ke-kavlihi جَاءَنِي إِمَّا زَيْدٌ وَإِمَّا عَمْرٌو إِذَا لَمْ يُعْلَمِ الْجَائِيَ مِنْهُمَا Sânî ibhâm için olur, ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿إِمَّا يُعَذِّبُهُمْ وَإِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْ﴾ Sâlis iki nesne beyninde tahyîr için olur ki ikisini cemʹ câ΄iz değildir, ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا﴾ Râbiʹ ibâha için olur ki cemʹi câ΄iz değildir, ke-kavlike: تَعَلَّمْ إِمَّا فِقْهًا وَإِمَّا نَحْوًا Bu maʹnâya vürûdunda nühâttan bir cemâʹat nizâʹ eylediler. Hâmis tafsîl için olur; ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا﴾

Vankulu Lugatı - إما maddesi

إِمَّا [immâ] (hemzenin kesri ve mîm’in fethi ve teşdîdi ve elifin kasrıyla) Harf-i ʹatftır, أَوْ mesâbesindedir cemîʹ-i ahkâmında illâ bir hükmünde ki o hükm budur ki kelime-i أَوْ de bir nesneye yakînle ibtidâ kılınır ve şekk ona baʹdehu ʹârız olur;إِمَّا [immâ]da ibtidâ-yı emrden kelâma şekkle şürûʹ olunur, binâ΄en ʹalâ-zâlik إِمَّا [immâ]nın mükerrer gelmesi lâzım olur; tekûlu: جَاءَنِي إِمَّا زَيْدٌ وَإِمَّا عَمْرٌو Ve gâh olur إِمَّا [immâ] harf-i şartla مَا [mâ]-i zâ΄ideden mürekkeb olur. Bu hînde tekrâr gelmesi lâzm olmaz; tekûlu: إِمَّا تَأْتِنِي أُكْرِمْكَ Kâlallâhu taʹâlâ ﴿فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا﴾ (مريم، 26)

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı