أُمُّ الْبَيْضِ [ummu’l-beyḋ] Dişi devekuşunun künyesidir. Ve
أُمٌّ [umm] Mutlakan şol şey΄e ıtlâk olunur ki asl gibi semtinde olan niçe nesneler ona munzamm ve mürteciʹ ola, aktâr-ı dâ΄irenin merkezi olan nokta gibi.
اَلْأُمَّهَاتُ [el-ummehât] (hemzenin zammı ve mîm’in fethi ve teşdîdiyle) Kezâlik cemʹi. أُمٌّ [umm]un aslı أُمَّةٌ [ummet] olduğuna binâ΄en baʹzılar eyitti: أُمَّهَاتٌ [ummehât] insâna mahsûstur ve أُمَّاتٌ [ummât] hayvânata mahsûstur. Ve
أُمٌّ [umm] Şol ʹaleme dahi derler ki ʹasker ona tâbiʹ olur, alay bayrağı maʹnâsınadır. Ve
أُمُّ التَّنَائِفِ [ummu’t-tenâ΄if] Baʹîd olan berriyyeye ıtlâk olunur. Ve
أُمُّ مَثْوَى [ummu mešamp;vâ] Menzilinde olan sâhibeye derler. Ve
أُمُّ الْبَيْضِ [ummu’l-bayḋ] Devekuşuna derler. Ve
أُمُّ الْقَوْمِ [ummu’l-ḵavmi] Re΄îs-i kavme derler. Ve
أُمُّ النُّجُومِ [ummu’n-nucûm] Kehkeşâna derler. Ve
أُمُّ الدِّمَاغِ [ummu’d-dimâġ] Şol deriye derler ki dimâgı o cemʹ eder ve ona أُمُّ الرَّأْسِ [ummu’r-re΄s] dahi derler. Ve Bârî taʹâlânın ﴿هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ﴾ (آل عمران، 7) dediğinde أُمَّهَاتٌ buyurulmadı hikâyet olduğuna binâ΄en, nitekim bir kimse لَيْسَ لِي مُعِينٌ dese نَحْنُ مُعِينُكَ derlerve geri böyledir, Bârî taʹâlânın ﴿وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا﴾ (الفرقان، 74) kavli ki gâh olur ki bu makûleye ʹulemâ-yı ʹilm-i bedîʹ müşâkele derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı