îġâf ~ إِيغَافٌ

Kamus-ı Muhit - إيغاف maddesi

اَلْإِيغَافُ [el-îġâf] (hemzenin kesriyle) ʹAvret hîn-i cimâʹda erin altında varıp gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْغَفَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا ارْتَهَزَتْ عِنْدَ الْجِمَاعِ تَحْتَ الرَّجُلِ Garîbdir ki mü΄ellif burada إِيغَافٌ [îġâf]ı vech-i mezkûr üzere إِرْتِهَازٌ [irtihâz] ile tefsîr eyledi, إِرْتِهَازٌ [irtihâz] mâddesini ise mahallinde sebt ve beyân eylemedi. Dîbâcede Cevherî’ye ifâte-i mevâdd husûsunda itâle eylemişken câ-be-câ kendisi dahi اَلْجَزَاءُ مِنْ جِنْسِ الْعَمَلِ mücâzâtına mazhar olmaktadır. Kaldı ki işbu إِرْتِهَازٌ [irtihâz] mâddesi ümmehât-ı sâ΄irede mesbûttur. Ezcümle Muḵaddimetu’l-Edeb’de sülâsîsi olan رَهْزٌ [rehz] “cenbîden der mucâmaʹat” ʹunvânıyla ve Esâs’ta إِرْتَهَزَ لِأَمْرِ كَذَا وَرَأَيْتُهُ مُرْتَهِزًا لَهُ إِذَا تَحَرَّكَ لَهُ وَاهْتَزَّ وَنَشِطَ مِنَ الرَّهْزِ وَهُوَ الْحَرَكَةُ فِي الْجِمَاعِ وَغَيْرِهِ ʹibâretiyle mersûm olmakla vech-i merkûm üzere terceme olundu. Ve

إِيغَافٌ [îġâf] Sürʹatle seğirtmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْغَفَ الرَّجُلُ إِذَا عَدَا وَأَسْرَعَ Ve mütʹib ve dermânde eden yürüyüşle yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْغَفَ الرَّجُلُ إِذَا سَارَ سَيْرًا مُتْعِبًا Ve gözün nûru fersiz olup kamaşır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْغَفَ الرَّجُلُ إِذَا عَمِشَ Ve yetecek kadar taʹâm yemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْغَفَ الرَّجُلُ إِذَا أَكَلَ مِنَ الطَّعَامِ مَا يَكْفِيهِ Ve kelb dilini sarkıtıp solumak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْغَفَ الْكَلْبُ إِذَا لَهَثَ Ve خِطْمِيٌّ [ḣiṯmiyy] dedikleri nebâtın luʹâbını çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْغَفَ الْخِطْمِيَّ إِذَا أَوْخَفَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı