اَلْأَوْلُ [el-evl] (حَوْلٌ [ḩavl] vezninde) ve
اَلْمَآلُ [el-me΄âl] (مَعَادٌ [meʹâd] vezninde) Rücûʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ إِلَيْهِ الْأَمْرُ يَؤُولُ أَوْلًا وَمَآلًا إِذَا رَجَعَ Ve bir nesneden geriye dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ عَنْهُ إِذَا ارْتَدَّ Ve
أَوْلٌ [evl] ve
إِيَالٌ [iyâl] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bir nesne pek koyulanıp galîz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ الدُّهْنُ وَغَيْرُهُ أَوْلًا وَإِيَالًا إِذَا خَثُرَ Ve أَوْلٌ [evl] bu maʹnâda müteʹaddî olur; tekûlu: أُلْتُهُ إِذَا جَعَلْتَهُ خَاثِرًا Ve
إِيَالٌ [iyâl] ve
إِيَالَةٌ [iyâlet] (كِتَابٌ [kitâb] ve كِتَابَةٌ [kitâbet] veznlerinde) Vâlî olup hükûmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ عَلَى الْقَوْمِ أَوْلًا وَإِيَالًا وَإِيَالَةً إِذَا وَلِيَ Ve devâbb ve mevâşîyi hüsn-i takayyüd ü tîmâr ile ıslâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ الْمَالَ إِذَا أَصْلَحَهُ وَسَاسَهُ Ve kurtulmak maʹnâsınadır ki وَأْلٌ lafzında lügattır; yukâlu: آلَ مِنْ فُلَانٍ إِذَا نَجَا Ve davar zebûnlayıp arıklamak maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ لَحْمُ النَّاقَةِ إِذَا ذَهَبَ فَضَمُرَتْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı