اَلطَّوَاسِيمُ [eṯ-ṯavâsîm] (ṯâ’nın fethiyle) Ḵur΄ân-ı kerîmde طَسْم sûreleridir, bunda ve طَوَاسِينُ [ṯavâsîn] ve حَوَامِيمُ [ḩavâmîm] sûrelerinde savâb olan ذَوَاتُ [ževât] kelimesiyle cemʹ olup ve ذَوَاتُ [ževât] müfredlerine muzâf olarak ذَوَاتُ طَسْم ve ذَوَاتُ طَس ve ذَوَاتُ حَامِيم denmektir, niteki “ح،م،م” mâddesinde beyân olundu. Mü΄ellif orada yalnız حَامِيم [ḩâmîm]e müteʹallik kelâm beyân eyledi, lâkin mütercim hakîr, Şihâb’dan nefîs makâle nakl ve tahrîr eylemiştir.
اَلطَّوَاسِيمُ [eṯ-ṯavâsîm] (ṯâ’nın fethi ve sîn’in kesri ve meddiyle) طَسْمٌ [ṯasm] sûreleridir ki Ḵur΄ân-ı ʹazîm’de vardır, ʹalâ-hilâfi’l-kıyâs cemʹ olunmuştur. Ve طَوَاسِينُ [ṯavâsîn] dahi böyledir; ʹalâ-mâ kîle: “وَبِالطَّوَاسِيمِ الَّتِي قَدْ ثُلِّثَتْ || وَبِالْحَوَامِيمِ الَّتِي قَدْ سُبِّعَتْ” Ve savâb ذَوَاتُ îrâd edip müfredine muzâf etmekle cemʹ olunmaktır, meselâ ذَوَاتُ طسم ve ذَوَاتُ حم demektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı