el-ibṯâr ~ اَلْإِبْطَارُ

Kamus-ı Muhit - الإبطار maddesi

اَلْإِبْطَارُ [el-ibṯâr] (hemzenin kesriyle) Bir kimseyi medhûş ve hayrân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْطَرَهُ إِذَا أَدْهَشَهُ Ve bir sebeble bir adamı sâhib-i batar eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْطَرَهُ الْمَالُ إِذَا جَعَلَهُ بَطِرًا أَيْ ذَا بَطَرٍ Ve insân ve hayvâna tâkatinden ziyâde yük tahmîl yâhûd maʹâşını katʹ eylemekle bedenini zâr u zebûn eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; maʹnâ-yı mezbûrdan me΄hûzdur; yukâlu: أَبْطَرَهُ ذَرْعَهُ إِذَا حَمَلَهُ فَوْقَ طَاقَتِهِ أَوْ قَطَعَ عَلَيْهِ مَعَاشَهُ وَأَبْلَى بَدَنَهُ [Ve] ذَرْعَهُ kelimesi bedel-i iştimâldir; ذَرْعٌ [žerʹ] burada tâkat maʹnâsınadır. Ve Esâs’ta لاَ تُبْطِرَنَّ صَاحِبَكَ ذَرْعَهُ أَيْ لاَ تُقْلِقْ إِمْكَانَهُ وَلاَ تَسْتَفِزَّهُ بِأَنْ تُكَلِّفَهُ غَيْرَ الْمُطَاقِ ʹibâretiyle mersûmdur.

Vankulu Lugatı - الإبطار maddesi

اَلْإِبْطَارُ [el-ibṯâr] (hemzenin kesriyle) Harın kılmak; yukâlu: أَبْطَرَهُ الْمَالُ Ve

إِبْطَارٌ [ibṯâr] Mütehayyir kılmağa dahi derler. Ve

إِبْطَارٌ [ibṯâr] Bir kimseye kudretinden ziyâde nesne teklîf etmeğe de derler; yukâlu: أَبْطَرْتُ فُلَانًا ذَرْعَهُ إِذَا كَلَّفْتَهُ أَكْثَرَ مِنْ طَوْقِهِ Ve ذَرْعٌ [žerʹ] žâl-ı muʹceme ve ʹayn-ı mühmele ile aslında kol maʹnâsınadır, sonradan tâkat maʹnâsında istiʹmâl olundu.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı