اَلْأَغِرَّةُ [el-eġirret] (hemzenin fethi ve ġayn’ın kesriyle) Cemʹi. Ve
غِرَارٌ [ġirâr] ʹAceleye dahi derler; yukâlu: أَتَانَا عَلَى غِرَارٍ أَيْ عَلَى عَجَلَةٍ Ve Aṡmaʹî eyitti: غِرَارٌ [ġirâr] tarîkate dahi derler; yukâlu: رَمَيْتُ ثَلَاثَةَ أَسْهُمٍ عَلَى غِرَارٍ وَاحِدٍ أَيْ عَلَى طَرِيقَةٍ وَاحِدَةٍ وَوَلَدَتْ فُلَانَةٌ ثَلَاثَةَ بَنِينَ عَلَى غِرَارٍ أَيْ بَعْضَهُمْ خَلْفَ بَعْضٍ وَبَنَى الْقَوْمُ بُيُوتَهُمْ عَلَى غِرَارٍ وَاحِدٍ Ve
غِرَارٌ [ġirâr] Şol numûneye derler ki ok temreni onun üzerine işlenir; yukâlu: ضَرَبَ نِصَالَهُ عَلَى غِرَارٍve yukâlu:لَيْتَ الْيَوْمَ غِرَارُ شَهْرٍ أَيْ مِثَالُ شَهْرٍ فِي الطُّولِ Ve
غِرَارٌ [ġirâr] Kuş, yavrusuna ağzıyla taʹâm vermeğe derler; yukâlu: غَرَّ الطَّائِرُ فَرْخَهُ يَغُرُّهُ غِرَارًا إِذَا زَقَّهُ Ve زَقٌّ [zaḵḵ] zâ-i muʹceme ile ağızla taʹâm vermeğe derler. Ve
غِرَارٌ [ġirâr] Bâb-ı مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet]ten kezâlik süt az olmak; yukâlu: غَارَّتِ النَّاقَةُ أَيْ نَفَرَتْ فَرَفَعَتِ الدِّرَّةَ Ve fi’l-meseli: “سَبَقَ دِرَّتُهُ غِرَارَهُ” Yaʹnî “Süt vermesine sebki sebkat etti”. Ve
غِرَارٌ [ġirâr] Bâzâr kâsid olmağa da derler; yukâlu: غَارَّتِ السُّوقُ تُغَارُّ غِرَارًا كَسَدَتْ Ve دَرَّتْ دِرَّةً deseler نَفَقَتْ maʹnâsına olur ki revâc demek olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı