el-eġarr ~ اَلْأَغَرُّ

Kamus-ı Muhit - الأغر maddesi

اَلْأَغَرُّ [el-eġarr] غُرَّةٌ [ġurret]ten vasftır, cebhesinde غُرَّةٌ [ġurret]i olan erkek ata denir; mü΄ennesi غَرَّاءُ [ġarrâ΄]dır; yukâlu: فَرَسٌ أَغَرُّ وَغَرَّاءُ إِذَا كَانَتْ فِي جَبْهَتِهِ غُرَّةٌ Ve

أَغَرُّ [eġarr] Mutlakan ak olan şey΄e ıtlâk olunur. Ve

أَغَرُّ الْأَيَّامِ [eġarru’l-eyyâm] Pek ıssı olan güne ıtlâk olunur. Ve

أَغَرُّ اَلْغِفَارِيُّ [Eġarr el-Ġifâriyy] ve

أَغَرُّ اَلْجُهَنِيُّ [Eġarr el-Cuheniyy] ve

أَغَرُّ اَلْمُزَنِيُّ [Eġarr el-Muzeniyy] Sahâbîlerdir, ʹalâ-kavlin üçü şahs-ı vâhiddir yâhûd iki ahîri bir zâttır. Ve

أَغَرُّ [Eġarr] İki nefer tâbiʹî ismidir. Ve bir niçe muhaddis ismleridir. Ve

أَغَرُّ [eġarr] Cümle-i efʹâl ve atvârı kerîm ve vâzıh ve âşikâr olan adama ıtlâk olunur, her işi güzel olarak meydânda olur; yukâlu: رَجُلٌ أَغَرُّ أَيِ الْكَرِيمُ الْأَفْعَالِ الْوَاضِحُهَا Ve şol kimseye ıtlâk olunur ki yüzünü sakal kaplayıp hemân غُرَّةٌ [ġurret] gibi bir mikdârca açık yeri kalmış ola; yukâlu: رَجُلٌ أَغَرُّ إِذَا كَانَتْ قَدْ أَخَذَتِ اللِّحْيَةُ جَمِيعَ وَجْهِهِ إِلاَّ قَلِيلاً Ve ʹazîz ve şerîf adama ıtlâk olunur. Cemʹi غُرَرٌ [ġurer] gelir, غُرْفَةٌ [ġurfet] ve غُرَفٌ [ġuref] gibi ve غُرَّانٌ [ġurrân] gelir ġayn’ın zammıyla. Ve

أَغَرُّ [Eġarr] Ḋubeyʹa b. el-Ḩârišamp; ve ʹÖmer b. Ebî Rebîʹa ve Şeddâd b. Muʹâviye el-ʹAbsî ve Muʹâviye b. Ševr el-Bekâ΄î ve ʹAmr b. en-Nâsî el-Kinânî ve Ṯarîf b. Temîm el-ʹAnberî ve Mâlik b. Ḩimâr ve Belʹâ΄ b. Ḵays el-Kinânî ve Yezîd b. Sinân el-Murrî ve Eşʹar el-Cuʹfî nâm kimselerin feresleri ismidir.

Vankulu Lugatı - الأغر maddesi

اَلْأَغَرُّ [el-eġarr] (hemzenin ve ġayn’ın fethi ile) Şol attır ki alnında غُرَّةٌ [ġurret]i ola. Ve ak maʹnâsına da gelir أَبْيَضُ [ebyaḋ] gibi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı