اَلْأَكَّةُ [el-ekket] (hemzenin ve kâf-ı müşeddedenin fethiyle) ve
اَلْأَكَّاكَةُ [el-ekkâket] (شَدَّادَةٌ [şeddâdet] vezninde) Şedâ΄id-i zamândan olan şedîde ve mihnete denir; yukâlu: أَصَابَتْهُمُ الْأَكَّةُ وَالْأَكَّاكَةُ أَيِ الشَّدِيدَةُ مِنْ شَدَائِدِ الدَّهْرِ Ve
أَكَّةٌ [ekket] Şiddet-i dehre ve şiddet-i harra denir; yukâlu: أَزْعَجَتْهُ أَكَّةُ الدَّهْرِ وَأَكَّةُ الْحَرِّ أَيْ شِدَّتُهُمَا Ve bed-hûyluğa denir; yukâlu: بِهِ أَكَّةٌ أَيْ سُوءُ الْخُلُقِ Ve hıkd ve kîne maʹnâsınadır; yukâlu: بِقَلْبِهِ أَكَّةٌ أَيْ حِقْدٌ Ve ölüme ıtlâk olunur. Ve bir kimse üzere hışm ve gazabla teveccüh eylemeğe denir; tekûlu: أَدْهَشَتْنِي أَكَّتُهُ أَيْ إِقْبَالُهُ عَلَيَّ بِالْغَضَبِ Ve sıkışmak, zahmet ve müzâhame maʹnâsınadır; tekûlu: مَا هَذِهِ الْأَكَّةُ أَيِ الزَّحْمَةُ Ve havânın râkid olmasına denir.
اَلْأَكَّةُ [el-ekket] (hemzenin fethi vekâf’ın teşdîdiyle) Havânın ziyâde ıssı olması, أَجَّةٌ [eccet] gibidir veznen ve maʹnen bu kadar var ki أَكَّةٌ [ekket] şol şiddet-i harrdır ki onda yel esmeye ve أَجَّةٌ [eccet] şol şiddet-i harrdır ki onda yel esip harâret yalınlana.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı