el-iktâb ~ اَلْإِكْتَابُ

Kamus-ı Muhit - الإكتاب maddesi

اَلْإِكْتَابُ [el-iktâb] (hemzenin kesriyle) Yazı ve taʹlîm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَكْتَبَ صَبِيًّا إِذَا عَلَّمَهُ الْكِتَابَةَ Ve bir kimseye kendi için bir yazı yazdırmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَكْتِبْنِي هَذِهِ الْقَصِيدَةَ أَيْ أَمْلِهَا عَلَيَّ Ve إِمْلاَءٌ [imlâ΄] gerçi yazmak maʹnâsınadır ki aslı إِمْلاَلٌ [imlâl] idi, baʹdehu ʹörf-i kudemâda bir üstâd yazılacak mâddeyi kendi takrîr edip şâkirdi tahrîr eylemekte istiʹmâl olunmuştur, niteki Mebsûṯ ve baʹzı kütüb-i mütekaddime bu vech üzere te΄lîf olunmuştur. Ve o mü΄ellefe dahi إِمْلاَءٌ [imlâ΄] ıtlâk ederler idi, Emâlî-i İbn Ḩâcib gibi, إِمْلاَءٌ [imlâ΄] kelimesinin cemʹidir. Misâl-i mezbûrda lügavî ve ʹörfîsi irâde olunmak mahaldir. Ve

إِكْتَابٌ [iktâb] Kırbanın ve tulumun ağızını bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَكْتَبَ الْقِرْبَةَ إِذَا شَدَّ رَأْسَهَا

Vankulu Lugatı - الإكتاب maddesi

اَلْإِكْتَابُ [el-iktâb] (hemzenin kesri ve kâf’ın sükûnuyla) Bir kimse imlâ göstermekle yazı yazmak; yukâlu: أَكْتِبْنِي هَذِهِ الْقَصِيدَةَ أَيْ أَمْلِهَا عَلَيَّ Ve yazı öğretmek. Ve kırbanın ağzın bağlamak; yukâlu: أَكْتَبْتُ الْقِرْبَةَ إِذَا شَدَدْتَهَا بِالْوِكَاءِ Ve وِكَاءٌ [vikâ΄] vâv’ın kesriyle kırbanın ağzın bağlayacak ip.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı