el-immeʹat ~ اَلْإِمَّعَةُ

Kamus-ı Muhit - الإمعة maddesi

اَلْإِمَّعُ [el-immaʹ] (hemzenin kesri ve mîm-i müşeddedenin fethiyle هِلَّعٌ [hillaʹ] vezninde) ve

اَلْإِمَّعَةُ [el-immeʹat] (هِلَّعَةٌ [hilleʹat] vezninde ve hemzelerin fethiyle lügattir) Şol sâde-dil ve hod-be-hod re΄y ve tedbîrden ʹâtıl adama denir ki re΄y-i vâhid üzere sâbit olmayıp her kim ne re΄y ederse hemân ona tebaʹiyyet eder ola; yukâlu: رَجُلٌ إِمَّعٌ وَإِمَّعَةٌ إِذَا كَانَ يُتَابِعُ كُلَّ أَحَدٍ عَلَى رَأْيِهِ لاَ يَثْبُتُ عَلَى شَيْءٍ Şârihin beyânına göre إِمَّعٌ [immaʹ] lafzı إِنِّي مَعَكَ lafzından ve إِمَّعَةٌ [immeʹat] إِنِّي مَعَهُ lafzından menhûttur. Ve

إِمَّعٌ [immaʹ] ve

إِمَّعَةٌ [immeʹat] Dalkavuğa ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ إِمَّعٌ وَإِمَّعَةٌ أَيْ مُتَّبِعُ النَّاسِ إِلَى الطَّعَامِ مِنْ غَيْرِ أَنْ يُدْعَى Ve dîn ve mezheb cihetinde dahi âhere mukallid olan adama denir ki bilâ-fikr ve lâ-reviyyet ve bilâ-tahsîl-i burhân dîn ve mezhebini gayra tâbiʹ eden kimseden ʹibârettir; yukâlu: فُلاَنٌ إِمَّعٌ وَإِمَّعَةٌ أَيِ الْمُحْقِبُ النَّاسِ دِينَهُ Ve sanʹat-ı mahsûsası olmamakla ne sanʹat işleyeyim diye yâhûd sanʹatını iyice bilmemekle ne gûne yapayım diye ʹaczinden mütereddid olan adama da ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ إِمَّعٌ وَإِمَّعَةٌ أَيْ مُتَرَدِّدٌ فِي غَيْرِ صَنْعَةٍ Ve dâ΄imâ أَنَا مَعَ النَّاسِ der olan adama ıtlâk olunur ki hod-be-hod recül-i tâmm olmamakla dâ΄imâ nâsa maʹiyyet ve tebaʹiyyet eder ola; yukâlu: رَجُلٌ إِمَّعٌ وَإِمَّعَةٌ إِذَا كَانَ يَقُولُ أَنَا مَعَ النَّاسِ Ve إِمَّعَةٌ [immeʹat] nisvâna vasf olmaz, pes إِمْرَأَةٌ إِمَّعَةٌ denmez, ʹalâ-kavlin vasf olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı