el-inḵâḋ ~ اَلْإِنْقَاضُ

Kamus-ı Muhit - الإنقاض maddesi

اَلْأِنْقَاضُ [el-inḵâḋ] (hemzenin kesriyle) Zikr olunan nesneler seslenmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْقَضَتِ الْفَرَارِيجُ مَثَلاً إِذَا صَوَّتَتْ Kezâlik gön ve meşin ve pâlân ve kiriş ve sîne-bend ve haccâmın hacâmet vaktinde şişeyi ve boynuzu sorarken ağzı seslenmek maʹnâsınadır. Ve baʹzılar ʹindinde إِنْقَاضٌ [inḵâḋ] zikr olunanlardan cânlı olanlarının seslenmelerinde ve نَقْضٌ [naḵḋ] cemâdâtın seslenmesinde istiʹmâl olunur; yukâlu: أَنْقَضَتِ الْعُقَابُ وَنَقَضَ الرَّحْلُ Ve

إِنْقَاضٌ [inḵâḋ] Parmaklara vurmakla seslendirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْقَضَ أَصَابِعَهُ إِذَا ضَرَبَ بِهَا لِتُصَوِّتَ Ve davar sürerken dili damağa yapıştırıp ayırarak cık cık diye ıslıklatmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْقَضَ بِالدَّابَّةِ إِذَا أَلْصَقَ لِسَانَهُ بِالْحَنَكِ ثُمَّ صَوَّتَ فِي حَافَتَيْهِ Ve tavşancıl kuşu ötmek maʹnâsınadır ki zikr olundu; yukâlu: أَنْقَضَتِ الْعُقَابُ إِذَا صَوَّتَتْ Ve yerden mantar çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْقَضَ الْكَمْأَةَ إِذَا أَخْرَجَهَا مِنَ الْأَرْضِ Ve keçi kısmını savt-ı mahsûsuyla çağırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْقَضَ بِالْمَعِزِ إِذَا دَعَا بِهَا Ve ağızda sakız çiğnerken şakırdatmak maʹnâsınadır ki o mekrûhtur; yukâlu: أَنْقَضَ الْعِلْكَ إِذَا صَوَّتَهُ Ve arkayı ağır yük basmakla mehzûl ve nâ-tüvân eylemek, ʹalâ-kavlin ağır yük arkanın kemiklerini çıtırdatmak maʹnâsınadır; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَ الَّذِي أَنْقَضَ ظَهْرَكَ﴾ أَيْ أَثْقَلَهُ حَتَّى جَعَلَهُ نِقْضًا أَيْ مَهْزُولاً أَوْ أَثْقَلَهُ حَتَّى سُمِعَ نَقِيضُهُ أَيْ صَوْتُهُ

Vankulu Lugatı - الإنقاض maddesi

اَلْإِنْقَاضُ [el-inḵâḋ] (hemzenin kesriyle) Tavşancıl çağırmak; yukâlu: أَنْقَضَتِ الْعُقَابُ إِذَا صَوَّتَتْ Ve

إِنْقَاضٌ [inḵâḋ] ve كَتِيتٌ [ketît] (kâf’ın fethi ve tâ’nın kesri ve meddiyle) Devenin tâze olanlarının âvâzı. Ve قَرْقَرَةٌ [ḵarḵaret] ve هَدِيرٌ [hedîr] müsinn olanlarının âvâzıdır. Ve

إِنْقَاضٌ [inḵâḋ] Keçiyi çağırıp daʹvet etmeğe de derler; tekûlu: أَنْقَضْتُ بِالْمَعْزِ إِنْقَاضًا إِذَا دَعَوْتَ بِهَا Ve

إِنْقَاضٌ [inḵâḋ] Dili damağa yapıştırıp ayırmakla hâsıl olan savte dahi derler ki atı sürmede ederler, نَقْرٌ [naḵr] maʹnâsına. Ve

إِنْقَاضٌ [inḵâḋ] Sâkız çiynerken hâsıl olan âvâza dahi derler ki bu mekrûhtur. Ve

إِنْقَاضٌ [inḵâḋ] Arkaya yük ağır gelmeğe dahi derler; yukâlu: أَنْقَضَ الْحِمْلُ ظَهْرَهُ إِذَا أَثْقَلَهُ Ve bunun aslı savttandır, yaʹnî yük ağır olduğu vakt pâlân ağaçları âvâz verir; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿اَلَّذِي أَنْقَضَ ظَهْرَكَ﴾ (الإنشراح 3)

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı