اَلتَّوْرِيكُ [et-tevrîk] Bir nesneyi وَرِكٌ [verik]in berâberine alıp üzerine oturmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَرَّكَ الْحَبْلَ أَوِ الرَّحْلَ إِذَا جَعَلَهُ حِيَالَ وَرِكِهِ Ve bir nesneye kâdir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَرَّكَ عَلَى الْأَمْرِ إِذَا قَدَرَVe bir nesneye îcâb ve ilzâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَرَّكَهُ إِذَا أَوْجَبَهُ Ve bir cünha ve günâhı bir kimseye nisbet edip ona yükletmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَرَّكَ الذَّنْبَ عَلَيْهِ إِذَا حَمَلَهُ Ve yemîn veren adamın hilâf-ı murâdını niyyet ederek yemîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَرَّكَ الْيَمِينَ إِذَا نَوَى غَيْرَ مَا نَوَاهُ الْمُسْتَحْلِفُ
اَلتَّوْرِيكُ [et-tevrîk] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bi-maʹnâhu. Ve
تَوَرُّكٌ [teverruk] ʹAvret oğlanı وَرِكٌ [verik]i üzere götürmeğe dahi derler; yukâlu: تَوَرَّكَتِ الْمَرْأَةُ الصَّبِيَّ إِذَا حَمَلَتْهُ عَلَى وَرِكِهَا Ve
تَوْرِيكٌ [tevrîk] Dağı aşmağa dahi derler; tekûlu: وَرَّكْتُ الْجَبَلَ تَوْرِيكًا إِذَا جَاوَزْتَهُ Ve
تَوْرِيكٌ [tevrîk] ʹUdûl etmeğe dahi derler; yukâlu: وَرَّكَ إِذَا عَدَلَ Ve
تَوْرِيكٌ [tevrîk] Bir kimse bir günâhı bir kimseye nisbet etmeğe dahi derler; tekûlu: وَرَّكَ فُلَانٌ ذَنْبَهُ عَلَى غَيْرِهِ أَيْ قَرَفَهُ بِهِ Ve قَرْفٌ [ḵarf] ḵâf’la ve râ-i mühmele ile bir kimseye töhmet etmeğe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı