el-ḩazz ~ اَلْحَزُّ

Kamus-ı Muhit - الحز maddesi

اَلْحَزُّ [el-ḩazz] (ḩâ’nın fethi ve zâ’nın teşdîdiyle) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَزَّ الشَّيْءَ حَزًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا قَطَعَهُ Ve çetele ve ağaç makûlesine kertik kertmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَزَّ الْخَشَبَةَ إِذَا فَرَضَهَا ve yukâlu: حَزَّ فِي رَأْسِ الْقَوْسِ إِذَا فَرَضَ فِيهِ Ve

حَزٌّ [ḩazz] O gûne kertiğe denir; yukâlu: رُدَّ الْوَتَرُ إِلَى حَزِّ الْقَوْسِ أَيْ فَرْضِهَا Müfredi حَزَّةٌ [ḩazzet]tir hâ’yla. Ve vakt ve zamâna ıtlâk olunur, maktûʹ ve maʹhûd olduğu hasebiyle; yukâlu: هَذَا حَزُّ مَجِيءِ فُلاَنٍ أَيْ حِينُهُ وَوَقْتُهُ Ve şeref ve şân ve kerem ve asâlet üzere fazl ve ziyâde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَيْسَ فِي الْقَبِيلَةِ مَنْ يَحُزُّ عَلَى كَرَمِ فُلاَنٍ أَيْ يَزِيدُ Ve derin dere gibi alçak ve çukur yere denir. Ve

حَزٌّ [Ḩazz] Serât arzında bir mevziʹ adıdır. Ve dürüşt sözlü galîzü’l-kelâm adama denir; yukâlu: رَجُلٌ حَزٌّ أَيْ غَلِيظُ الْكَلاَمِ

Vankulu Lugatı - الحز maddesi

اَلْحَزُّ [el-ḩazz] (ḩâ’nın fethi ve zâ’nın teşdîdiyle) Kesmek, katʹ maʹnâsına. Ve bir nesnede olan kesiğe حَزٌّ [ḩazz] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı