اَلْحَطُّ [el-ḩaṯṯ] (ḩâ’nın fethi ve ṯâ’nın teşdîdiyle) Bir nesne yukarıdan aşağı indirmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَطَّ الشَّيْءَ حَطًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا وَضَعَهُ Ve
حَطٌّ [ḩaṯṯ] ve
حُطُوطٌ [ḩuṯûṯ] Narh ucuzumak maʹnâsına müstaʹmeldir ki pahası aşağı varır; yukâlu: حَطَّ السِّعْرُ حَطًّا وَحُطُوطًا إِذَا رَخُصَ Ve inişe inmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَطَّ الرَّجُلُ إِذَا حَدَرَ مِنْ عُلْوٍ إِلَى سُفْلٍ Ve papuçcular ve serrâclar مِحَطَّةٌ [miḩaṯṯat] ile ellerinde olan işe saykal verip nakş eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَطَّ الْإِسْكَافُ الْجِلْدَ إِذَا صَقَلَهُ وَنَقَشَهُ بِالْمِحَطَّةِ Ve bir kimsenin yüzünde حَطَاطٌ [ḩaṯâṯ] dedikleri sivilceler çıkmak, ʹalâ-kavlin yüzü semirmekle domalıp kalkmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَطَّ وَجْهُهُ إِذَا خَرَجَ بِهِ الْحَطَاطُ أَوْ سَمِنَ وَجْهُهُ فَتَهَبَّجَ
اَلْحَطُّ [el-ḩaṯṯ] (ḩâ’nın fethi ve ṯâ’nın teşdîdiyle) Devenin pâlânın ve atın eyerin almak ve yayın kirişin indirmek; yukâlu: حَطَّ الرَّجُلُ وَالسَّرْجُ وَالْقَوْسُ Ve
حَطٌّ [ḩaṯṯ] Bir yere nüzûl etmeğe dahi derler. Ve
حَطٌّ [ḩaṯṯ] İnişe inmeğe de derler; yukâlu: حَطَّ إِذَا حَدَرَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı