el-ḩaṯâṯat ~ اَلْحَطَاطَةُ

Kamus-ı Muhit - الحطاطة maddesi

اَلْحَطَاطَةُ [el-ḩaṯâṯat] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) ve

اَلْحُطَائِطُ [el-ḩuṯâ΄iṯ] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) ve

اَلْحَطِيطُ [el-ḩaṯîṯ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Küçük nesneye denir, صَغِيرٌ [ṡâġîr] maʹnâsına. Ve

حُطَائِطٌ [ḩuṯâ΄iṯ] بُطَائِطٌ [buṯâ΄iṯ] itbâʹıyla iri ferce vasf olur; yukâlu: حِرٌ حُطَائِطٌ بُطَائِطٌ أَيْ ضَخْمٌ Lâkin حُطَائِطٌ [ḩuṯâ΄iṯ]in mefhûmunda küçüklük muʹteberdir, meğer ki بُطَائِطٌ [buṯâ΄iṯ] büyütmüş ola, niteki mahallinde zikr olundu. Ve orada بُطَائِطٌ [buṯâ΄iṯ]i حُطَائِطٌ [ḩuṯâ΄iṯ]e itbâʹ eylemişti, lâkin bu terkîblerin muktezâsı zâtında ferc küçük ve be-gâyet yumru olmaktır, huz hâze’t-tasarrufe. Ve

حُطَائِطٌ [ḩuṯâ΄iṯ] Cüce kişiye denir; yukâlu: رَجُلٌ حُطَائِطٌ أَيْ صَغِيرٌ قَصِيرٌ Ve Ḩuṯâ΄iṯ b. Yaʹfur en-Nehşelî, Esved nâm şâʹirin birâderidir. Ve

حُطَائِطٌ [ḩuṯâ΄iṯ] Küçük kızıl karıncaya denir; müfredi حُطَائِطَةٌ [ḩuṯâ΄iṯat]tır, zerre-i sagîre-i hamrâ΄ maʹnâsına. Ve baʹzılar ذَرَّةٌ [žerret] yerine بُرَّةٌ [burret] lafzıyla tefsîr eylemekle vehm-i sarîhtir. Hattâ sıbyân-ı ʹArabın ehâcîlerindendir ki مَا حُطَائِطٌ بُطَائِطٌ يَمِيسُ تَحْتَ الْحَائِطِ derler, yaʹnî “Duvar diplerinde salınıp gezen حُطَائِطٌ [ḩuṯâ΄iṯ] ve بُطَائِطٌ [buṯâ΄iṯ] nedir?” ki murâd zerre-i sagîredir, yaʹnî küçük karıncalardır.

Vankulu Lugatı - الحطاطة maddesi

اَلْحَطَاطَةُ [el-ḩaṯâṯat] (ḩâ’nın fethiyle) Vâhidi. Ve

حَطَاطَةٌ [ḩaṯâṯat] Sütün kaymağına dahi derler, زُبْدُ اللَّبَنِ maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı