es-sunûḩ ~ اَلسُّنُوحُ

Kamus-ı Muhit - السنوح maddesi

اَلسُّنُوحُ [es-sunûḩ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلسُّنْحُ [es-sunḩ] (صُلْحٌ [ṡulḩ] vezninde) ve

اَلسُّنُحُ [es-sunuḩ] (zammeteynle) Bir kimsenin hâtırına bir gûne re΄y ve endîşe yâhûd önüne bir iş ʹârız ve bedîdâr olmak maʹnâsınadır; tekûlu: سَنَحَ لِي رَأْيٌ سُنُوحًا وَسُنْحًا وَسُنُحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيْ عَرَضَ Ve bir sözü tasrîh ve beyân eylemeyip kinâye ve taʹrîzle söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَحَ بِكَذَا إِذَا عَرَّضَ وَلَمْ يُصَرِّحْ Ve bir kimseyi re΄y ve tedbîrinden sarf ve tahvîl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَحَ فُلاَنًا عَنْ رَأْيِهِ إِذَا صَرَفَهُ وَرَدَّهُ Ve bir nesne bir kimseye sehl ve âsân olmak maʹnâsınadır; tekûlu: سَنَحَ الشِّعْرُ لِي أَيْ تَيَسَّرَ Ve bir adamı bir güçlüğe düşürüp bir şerr ve mihnete uğratmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَحَ بِهِ وَعَلَيْهِ إِذَا أَحْرَجَهُ وَأَصَابَهُ بِشَرٍّ Ve

سُنُوحٌ [sunûḩ] Sayd, sayyâdın sol tarafından zuhûr edip sağ tarafına mürûr eylemek maʹnâsınadır, sayyâda sağ tarafı gelir; بُرُوحٌ [burûḩ]un zıddıdır, niteki zikr olundu. Ve ʹArablar bununla tefe΄΄ül ederler; yukâlu: سَنَحَ الظَّبْيُ سُنُوحًا ضِدُّ بَرَحَ

Vankulu Lugatı - السنوح maddesi

اَلسَّنْحُ [es-senḩ] (sîn’in fethi ve nûn’un sükûnuyla) ve

اَلسُّنُوحُ [es-sunûḩ] (zammeteynle) Zâhir olmak; yukâlu: سَنَحَ لِي رَأْيٌ فِي كَذَا أَيْ ظَهَرَ Ve عَرْضٌ [ʹarḋ] maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: سَنَحَتْ بِكَذَا أَيْ عَرَضَتْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı