اَلسَّهْلُ [es-sehl] (أَهْلٌ [ehl] vezninde) ve
اَلسَّهِلُ [es-sehil] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Kolay ve âsân şey΄e denir, nisbetinde سُهْلِيٌّ [suhliyy] denir sîn’in zammıyla ki tagyîr-i niseb kabîlindendir; yukâlu: أَمْرٌ سَهْلٌ وَسَهِلٌ وَرَمْلٌ سُهْلِيٌّ وَهُوَ كُلُّ شَيْءٍ إِلَى اللِّينِ Ve
سَهْلٌ [sehl] Karga kuşuna denir. Ve toprağı yumuşak, yürümesi âsân düz ve mülâyim yere denir; cemʹi سُهُولٌ [suhûl] gelir; yukâlu: نَزَلُوا إِلَى أَرْضٍ سَهْلٍ وَإِلَى سَهْلٍ وَهُوَ ضِدُّ الْحَزْنِ Ve yüzünün eti çelimsizce adama denir ki mehâsindendir; yukâlu: رَجُلٌ سَهْلُ الْوَجْهِ أَيْ قَلِيلُ لَحْمِهِ Ve
سَهْلٌ [Sehl] Yirmi sahâbî ve yüz nefer muhaddis ismidir.
اَلسَّهِلُ [es-sehil] (sîn’in fethi ve hâ’nın kesriyle) Şol ırmaktır ki kumu katı hurde olmaya; yukâlu: نَهْرٌ سَهِلٌ أَيْ ذُو سِلْهَةٍ
اَلسَّهْلُ [es-sehl] (sîn’in fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Dağın mukâbilidir ki düz yer demek olur; yukâlu: أَرْضٌ سَهْلَةٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı