es-sûded ~ اَلسُّودَدُ

Kamus-ı Muhit - السودد maddesi

اَلسُّودُ [es-sûd] (sîn’in zammıyla) ve

اَلسُّودَدُ [es-sûded] (sîn’in zammı ve dâl’ın fethiyle) ve

اَلسُّؤْدُدُ [es-su΄dud] (hemze ile قُنْفُذٌ [ḵunfuž] vezninde) Siyâdet maʹnâsınadır. Şârihin beyânına göre mü΄ellif teşvîş eylemiştir, zîrâ سُودٌ [sûd] ve سُودَدٌ [sûded] ve سِيَادَةٌ [siyâdet] masdarlardır, bir adam kavmi beyninde ulu ve ʹazîmü’l-kadr olmak maʹnâsınadır. Ve bu سَوَادٌ [sevâd]dan me΄hûzdur ki cemâʹat-i kesîre umûrunu mütevellî olmaktan ʹibârettir. Ve سُؤْدُدٌ [su΄dud] قُنْفُذٌ [ḵunfuž] vezninde ismdir, ululuk ve ser-gerdelik maʹnâsına; yukâlu: سَادَ الرَّجُلُ يَسُودُ سُودًا وَسُؤْدُدًا وَسِيَادَةً إِذَا مَجُدَ

Vankulu Lugatı - السودد maddesi

اَلسِّيَادَةُ [es-siyâdet] (sîn’in kesriyle) ve

اَلسُّودَدُ [es-sûded] (sîn’in zammı ve dâl-ı ûlânın fethiyle) ve

اَلسَّيْدُودَةُ [es-seydûdet] (sîn’in fethi ve yâ’nın sükûnu ve dâl-ı ûlânın zammıyla) Ulu olmak; yukâlu: سَادَ قَوْمَهُ يَسُودُهُمْ سِيَادَةً إِلَى آخِرِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı