el-maʹmeʹat ~ اَلْمَعْمَعَةُ

Kamus-ı Muhit - المعمعة maddesi

اَلْمَعْمَعَةُ [el-maʹmeʹat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Muhterik sâzlık ve otluk makûlesi yanarken zuhûr eden çatırtıya denir; tekûlu: سَمِعْتُ مَعْمَعَةَ الْحَرِيقِ فِي الْقَصَبِ وَنَحْوِهِ أَيْ صَوْتَهُ Ve bu hikâye olarak ve masdar olarak istiʹmâl olunur. Ve pek ıssılıkta seyr ve sefer eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعْمَعَ الْقَوْمُ إِذَا سَارُوا فِي الْمَعْمَعَانِ أَيْ فِي شِدَّةِ الْحَرِّ Ve bir işi ʹacele ile işlemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعْمَعَ الرَّجُلُ إِذَا عَمِلَ فِي عَجَلٍ Ve esnâ-yı kelâmda مَعَ lafzını çok söylemek maʹnâsınadır ki baʹzılar haşv-ı kelâm ederler, lisânımızda baʹzıların neste ve falan ve meselâ dedikleri gibi; yukâlu: مَعْمَعَ الرَّجُلُ إِذَا أَكْثَرَ مِنْ قَوْلِ مَعَ Ve muhârebe ve mukâtele maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَعْمَعَ الْقَوْمُ إِذَا قَاتَلُوا Ve yağmur yağıp yerin yüzünü soyup sıyırmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَعْمَعَ السَّمَاءُ الْمَطَرَ عَلَى الْأَرْضِ إِذَا حَلَبَهُ فَقَشَرَها

Vankulu Lugatı - المعمعة maddesi

اَلْمَعْمَعَةُ [el-maʹmeʹat] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Kumaşın ve kumaş misillinin yanarken çıkan âvâzı. Ve hâlet-i harbde bahâdırların âvâzı. Ve

مَعْمَعَةٌ [maʹmeʹat] Kavm şiddet-i harrda seyr etmeğe dahi derler; yukâlu: مَعْمَعَ الْقَوْمُ إِذَا سَارُوا فِي شِدَّةِ الْحَرِّ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı