el-muʹaḵḵibât ~ اَلْمُعَقِّبَاتُ

Kamus-ı Muhit - المعقبات maddesi

اَلْمُعَقِّبَاتُ [el-muʹaḵḵibât] مُحَدِّثَاتٌ [muḩaddišamp;ât] vezninde ki işbu ﴿لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ﴾ الآية kerîmesinde vâkiʹdir, murâd melâ΄ike-i leyl ü nehârdır ki birbirini muʹâkiblerdir. Ve şol مُعَقِّبَاتٌ [muʹaḵḵibât] ki “اَلدُّعَاءُ مُعَقِّبَاتٌ لاَ يَخِيبُ قَائِلُهُنَّ” hadîsinde vâkiʹdir, murâd tesbîhâttır ki birbirini muʹâkiblerdir. Ve bunlar hakâyık-ı şerʹiyyedendir. Nihâye’de otuz üç tesbîhe ve otuz üç tahmîde ve otuz üç tekbîre ile müfesserdir ki baʹde’s-salât kırâ΄at olunur, merreten baʹde-uhrâ ʹavdet ettikleri için yâhûd ʹakib-i salâtta kırâ΄at olundukları için ıtlâk olunmuştur. Ve

مُعَقِّبَاتٌ [muʹaḵḵibât] Şol nâkalara denir ki birbirinin ʹakibinde havuz üzere dururlar, ileriden biri su içip döndükte onun yerine birisi dâhil olur.

Vankulu Lugatı - المعقبات maddesi

اَلْمُعَقِّبَاتُ [el-muʹaḵḵibât] (mîm’in zammı ve ḵâf’ın kesriyle ve teşdîdiyle) Gecede ve gündüzde mü΄ekkel olan melekler, zîrâ onlar birbirin ʹakibler ve kesret murâd olduğu için sîga-i te΄nîs üzere geldi, nitekim نَسَّابَةٌ [nessâbet] ve عَلَّامَةٌ [ʹallâmet] derler. Ve

مُعَقِّبَاتٌ [muʹaḵḵibât] Şol develere derler ki birbirinin ʹakibinde havuz üzerinde durmuş ola, tâ ki önünde olan deve su içip kendiye nevbet değe ki bunlar النَّاظِرَاتُ الْعُقَبُ [en-nâżirâtu’l-ʹuḵab]dır yaʹnî birbirin ʹakiblemeğe muntazırlardır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı