el-muʹîd ~ اَلْمُعِيدُ

Kamus-ı Muhit - المعيد maddesi

اَلْمُعِيدُ [el-muʹîd] (mîm’in zammıyla) Mutîk ve tüvânâ adama ıtlâk olunur. Ve bi’d-defeʹât nâkalara aşan erkek deveye ıtlâk olunur. Ve arslana ıtlâk olunur. Ve umûr-âşinâ ve kâr-âgâh mücerreb ve hâzık adama ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ مُعِيدٌ أَيْ عَالِمٌ بِالْأُمُورِ حَاذِقٌ Mütercim der ki müderrisîn ıstılâhında مُعِيدٌ [muʹîd] taʹbîri إِعَادَةٌ [iʹâdet]ten me΄hûzdur ki dersini tâlib-i ʹilme bir dahi takrîr ve tezkîr eden kimsedir; o tâlibe مُضَافٌ [muḋâf] derler. Ve Mıṡır atı gibi gereği gibi taʹlîm ve te΄dîb olunmuş râm ve zelûl ata مُبْدِئٌ [mubdi΄] ve مُعِيدٌ [muʹîd] ıtlâk ederler; yekûlûne: فَرَسٌ مُبْدِئٌ وَمُعِيدٌ وَهُوَ الَّذِي قَدْ رِيضَ وَذُلِّلَ وَأُدِّبَ Ne tarafa icâle olunsa hemân dil-hâh üzere cevelân eylediği mülâhazasına mebnîdir. Ve bi’d-defeʹât gazâ ve cihâd eden adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ مُبْدِئٌ مُعِيدٌ إِذَا كَانَ قَدْ غَزَا مَرَّةً بَعْدَ مَرَّةٍ Ve şol adama ıtlâk olunur ki tavren baʹde-tavrin umûr ve ahvâle tecribesi sebk eylemiş ola; yukâlu: فُلاَنٌ مُبْدِئٌ مُعِيدٌ إِذَا كَانَ قَدْ جَرَّبَ الْأُمُورَ مِرَارًا

Vankulu Lugatı - المعيد maddesi

اَلْمُعِيدُ [el-muʹîd] (mîm’in zammı ve ʹayn’ın kesriyle) Tâkat getirici kimse; yukâlu: فُلَانٌ مُعِيدٌ لِهَذَا الْأَمْرِ أَيْ مُطْبِقٌ لَهُ Ve

مُعِيدٌ [muʹîd] Şol erkeğe derler ki niçe kerre dişi deve sürüsüne varmış ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı