baṡâret ~ بَصَارَةٌ

Kamus-ı Muhit - بصارة maddesi

Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre بَصَرٌ [baṡar] câriha-i nâzıraya yaʹnî göze ve onda olan kuvvet-i hissiyyeye ıtlâk olunur ve mine’l-evveli kavluhu taʹâlâ: ﴿كَلَمْحِ الْبَصَرِ﴾ Ve kuvvet-i müdrike-i kalbe بَصِيرَةٌ [baṡîret] kezâlik بَصَرٌ [baṡar] ıtlâk olunur ki mecâzdır, ondan lisânımızda kalb gözüyle taʹbîr olunur. Ve بَصَرٌ [baṡar]ın cemʹi أَبْصَارٌ [ebṡâr] ve بَصِيرَةٌ [baṡîret]in بَصَائِرُ [baṡâ΄ir]dir. Evvelde yaʹnî görmek maʹnâsında mezîd olarak أَبْصَرْتُهُ إِبْصَارًا denir. Ve sânîde yaʹnî بَصِيرَةٌ [baṡîret]te ki murâd bilmektir, ifʹâlden أَبْصَرْتُهُ ve sülâsîden بَصِرْتُ بِهِ denir, bâb-ı hâmis ve râbiʹden عَلِمْتُ maʹnâsına. İntehâ. Ve

بَصَرُالْقَلْبِ [baṡaru’l-ḵalb] Nazar ve hâtırından ʹibârettir ki kalb gözüyle görmek taʹbîr olunur, murâd ʹilm ve idrâktir nazar ve fikr ile. Ve

بَصَرٌ [baṡar] (fethateynle) ve

بَصَارَةٌ [baṡâret] (bâ’nın fethi ve kesriyle) Bir adam görür olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَصُرَ الرَّجُلُ بِهِ وَبَصِرَ بِهِ بَصَرًا وَبَصَارَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ إِذَا صَارَ مُبْصِرًا Mü΄ellif burada gerçi görmek maʹnâsına إِبْصَارٌ [ibṡâr] sîgâsını zikr eylemeyip lâkin مُبْصِرًا ʹunvânıyla işâret eylemiştir. Ve Baṡâ΄ir’de vech-i mezkûr üzere tahsîsi buraya münâfîdir ve usûl-i sâ΄irede بَصَرٌ [baṡar] ve بَصَارَةٌ [baṡâret] ve إِبْصَارٌ [ibṡâr] görmek ve bilmek maʹnâlarıyla müfesser olmakla mü΄ellif yine teşvîş eylemiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı