جَفْرٌ [cefr] Masdar olur, kuzu zikr olunan kerteye varmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَفَرَ وَلَدُ الشَّاءِ جَفْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا عَظُمَ وَاسْتَكْرَشَ أَوْ بَلَغَ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ Ve
جَفْرٌ [cefr] Gövdesinin etleri kabarıp taʹâm ekl eder olan sabîye ıtlâk olunur. İkisinin de mü΄enneslerinde جَفْرَةٌ [cefret] denir. Kâle fi’l-Esâs: ذَبَحَ لَهُ جَفْرَةً وَهِيَ الْمَاعِزَةُ الْجَذَعَةُ Ve
جَفْرٌ [cefr] İçerisi taş ile örülmemiş, ʹalâ-kavlin bir mikdârı örülmüş olan kuyuya ıtlâk olunur; yukâlu: جَفَرُوا جَفْرًا أَيْ بِئْرًا لَمْ تُطْوَ أَوْ طُوِىَ بَعْضُهَا Ve
جَفْرٌ [Cefr] Medîne nevâhîsinden Ḋariyye nâhiyesinde bir mevziʹ adıdır, orada Saʹîd b. Suleymân’ın çiftliği olmakla ekserî oraya hurûcundan جَفْرِيٌّ [Cefriyy] ile mülakkab olmuştur. Ve
جَفْرٌ [Cefr] Mekke’de Benî Teym b. Murre cemâʹatine mahsûs bir kuyu adıdır. Ve Benû Naḋr yurdunda bir suyun ismidir. Ve Ġaṯafân bilâdında bir su irkilecek mahal adıdır.
جَفْرٌ [cefr] (cîm’in fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Şol keçi yavrusuna derler ki dördüncü aya dâhil olup yanları kabarmağa başlaya ve otlamağa muʹtâd olup anasından kesile.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı