cemâm ~ جَمَامٌ

Kamus-ı Muhit - جمام maddesi

اَلْجَمُّ [el-cemm] (cîm’in fethi ve mîm’in teşdîdiyle) Çok nesneye denir; yukâlu: مَالٌ جَمٌّ أَيْ كَثِيرٌ Ve جَمُّ الظَّهِيرَةِ [cemmu’ż-żahîret] nısf-ı nehârın tamâm dolgunluğu kerteye ıtlâk olunur; tekûlu: سِرْنَا فِي جَمِّ الظَّهِيرَةِ أَيْ فِي مُعْظَمِهَا Ve جَمُّ الْمَاءِ [cemmu’l-mâ΄] suyun engin yerinden ʹibârettir. Ve جَمٌّ [cemm] kelimesinin cemʹi جِمَامٌ [cimâm] gelir cîm’in kesriyle ve جُمُومٌ [cumûm] gelir. Ve

جَمٌّ [cemm] ve

جِمَامٌ [cimâm] (harekât-ı selâsla) Masdar olurlar, ölçeği başlı ölçmek maʹnâsına; yukâlu: جَمَّ الْكَيْلَ جَمًّا وَجِمَامًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَالَهُ إِلَى رَأْسِ الْمِكْيَالِ Ve

جَمَامٌ [cemâm] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Yorgun at binilmeyip dinlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَمَّ الْفَرَسُ جَمًّا وَجَمَامًا إِذَا تُرِكَ وَلَمْ يَرْكَبْ فَعَفَا مِنْ تَعَبِهِ Ve

جَمٌّ [cemm] Kemiğin eti çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَمَّ الْعَظْمُ إِذَا كَثُرَ لَحْمُهُ Ve su biriksin diye almayıp hâli üzere terk eylemekle irkmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَمَّ الْمَاءَ إِذَا تَرَكَهُ يَجْتَمِعُ Ve bir iş ve bir nesne pek yaklaşıp çatmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَمَّ الْأَمْرُ إِذَا دَنَا Ve kîle üzerine baş yığmak maʹnâsınadır; tekûlu: جَمَمْتُ الْمِكْيَالَ إِذَا جَعَلْتَهُ عَلَى رَأْسِهِ طَفَافًا

اَلْجُمَامُ [el-cumâm] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve

اَلْجِمَامُ [el-cimâm] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Aygır çekilmekten bir müddet terk olunmakla sulbünde müctemiʹ olan menîye denir. Ve

جِمَامٌ [cimâm] (harekât-ı selâse ile) ve

جَمَمٌ [cemem] (جَبَلٌ [cebel] vezninde) Başlı ölçülen ölçeğin başına denir; yukâlu: أَعْطَاهُ جِمَامَ الْمَكُّوكِ مُثَلَّثَلَةً وَجَمَمَهُ وَهُوَ مَا عَلَى رَأْسِهِ فَوْقَ طَفَافِهِ Ve

جُمَامٌ [Cumâm] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Esâmîdendir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

جِمَامٌ [cimâm] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Cemîʹ-i butûnun mensûb oldukları kabîlelere denir, جَمَاجِمُ [cemâcim] gibi, ke-mâ se-yuzkeru. Şârihin beyânına göre cemʹi جَمِيمَةٌ [cemîmet]tir, حَمِيمَةٌ [ḩamîmet] vezninde.

Vankulu Lugatı - جمام maddesi

اَلْجُمَامُ [el-cumâm] (cîm’in zammı ve kesri ve mîm’in tahfîfiyle) Şol nesnedir ki kîle dolduktan sonra üzerine yığılır, kîle başı maʹnâsına. Ve

جِمَامٌ [cimâm] (cîm’in kesriyle) Bir nesnenin suyla dolusuna derler. Ve cîm’in zammı ile unla dolusuna derler; yukâlu: عِنْدِي جِمَامُ الْقَدْحِ مَاءً بِالْكَسْرِ وَجُمَامَ الْمَكُّوكِ دَقِيقًا بِالضَّمِّ وَلَا يُقَالُ الْجُمَامُ إِلَّا فِي الدَّقِيقِ وَأَشْبَاهِهِ يُقَالُ أَعْطِنِي جُمَامَ الْمَكُّوكِ إَذا حَطَّ مَا يَحْمِلُهُ رَأْسُهُ فَأَعْطَاهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı