caʹceʹat ~ جَعْجَعَةٌ

Kamus-ı Muhit - جعجعة maddesi

اَلْجَعْجَعَةُ [el-caʹceʹat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) İsm ve masdar olur, değirmen âvâzına denir; ve minhu’l-meselu: “أَسْمَعُ جَعْجَعَةً وَلاَ أَرَى طِحْنًا” Yaʹnî “Değirmenin gürültüsünü işitiyorum, lâkin öğüttüğü unu göremiyorum.” Bu mesel tehdîdini îkâʹa kâdir olmayan cebân hakkında ve vaʹd edip incâz eylemeyen bahîl ve fuzûl hakkında darb olunur. Ve

جَعْجَعَةٌ [caʹceʹat] Deve boğazlamak maʹnâsınadır; yukâlu: جَعْجَعَ الْجَزُورَ إِذَا نَحَرَهُ Ve bir yere birikmiş erkek deve asvâtına denir; tekûlu: مَا هَذِهِ الْجَعْجَعَةُ أَيْ أَصْوَاتُ الْجِمَالِ الْمُجْتَمِعَةِ Ve deveyi çökürmek için yâhûd alıkomak yâhûd kaldırmak için tahrîk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَعْجَعَ الْبَعِيرَ إِذَا حَرَّكَهُ لِلْإِنَاخَةِ أَوِ الْحَبْسِ أَوْ لِلنُّهُوضِ Ve deve çökmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَعْجَعَ الْبَعِيرُ إِذَا بَرَكَ Ve deveyi çökürmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَعْجَعَ الْبَعِيرَ إِذَا بَرَّكَهُ Ve alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: جَعْجَعَ الْمَاشِيَةَ إِذَا حَبَسَهَا Ve bir yerde tuma΄nînet ve istikrâr üzere oturmayıp hemân kalkıp gidecek vech üzere oturmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَعْجَعَ فِي الْمَكَانِ إِذَا قَعَدَ فِيهِ عَلَى غَيْرِ طُمَأْنِينَةٍ

Vankulu Lugatı - جعجعة maddesi

اَلْجَعْجَعَةُ [el-caʹceʹat] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Değirmen âvâzı. Ve fi’l-meseli: “أَسْمَعُ جَعْجَعَةً وَلَا أَرَى طِحْنًا” Gavgâsı çok olup fâ΄idesi olmayan mahalde istiʹmâl olunur. Ve

جَعْجَعَةٌ [caʹceʹat] Habse dahi derler. Ve ʹAbdullâh b. Ziyâd, ʹÖmer b. Saʹd’a yazdığı kâgıdda “أَنْ جَعْجِعْ بِالْحُسَيْنِ وَأَصْحَابِهِ” diye yazdı. Aṡmaʹî eyitti: “أَنْ جَعْجِعْ” [en caʹciʹ] “أَنِ احْبِسْ” maʹnâsına emrdir. Ve İbnu’l-Aʹrâbî eyitti: “ضَيِّقْ عَلَيْهِ” maʹnâsınadır. Ve

جَعْجَعٌ [caʹcaʹ] Garîm üzerine mutâlebede tazyîktir. Ve

جَعْجَعَةٌ [caʹceʹat]Arz-ı haşînde sâkin kılmağa dahi derler; yukâlu: جَعْجَعَ بِهِمْ إِذَا أَنَاخَ بِهِمْ وَأَلْزَمَهُمُ الْجَعْجَاعَ Ve

جَعْجَاعٌ [caʹcâʹ] Arz-ı haşine derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u. Ve

جَعْجَعَةٌ [caʹceʹat] Deveyi çökürmek için yâhûd kaldırmak için tahrîk etmeğe dahi derler tekûlu: جَعْجَعْتُ الْإِبِلَ إِذَا حَرَّكْتَهَا لِإِنَاخَةٍ أَوْ نُهُوضٍVe deve çökmeğe dahi derler; yukâlu: جَعْجَعَ الْبَعِيرُ إِذَا بَرَكَ وَاسْتَنَاخَ Ve çökürmeğe dahi derler; yukâlu: جَعْجَعَ الْقَوْمُ إِذَا أَنَاخُوا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı