celvet ~ جَلْوَةٌ

Kamus-ı Muhit - جلوة maddesi

اَلْجَلْوُ [el-celv] (cîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ve

اَلْجِلَاءُ [el-cilâ΄] (cîm’in kesriyle) Kılıç ve ayna makûlesinin pâsını açıp musaykal eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَا السَّيْفَ وَالْمِرْآةَ جَلْوًا وَجِلَاءً إِذَا صَقَلَهُمَا Ve bir adamın gam ve kasâvetini izâle kılmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: جَلَا الْهَمَّ عَنْهُ إِذَا أَذْهَبَهُ Ve bir nesneyi keşf ve ayân kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَا فُلَانًا اَلْأَمْرَ وَجَلَا عَنْهُ إِذَا كَشَفَهُ Ve eğninden libâsını çıkarıp bırakmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَا بِثَوْبِهِ إِذَا رَمَىَ بِهِ Ve ʹâlî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَا الشَّيْءُ إِذَا عَلَا Ve

جَلْوَةٌ [celvet] (cîm’in harekât-ı selâsıyla) ve

جِلَاءٌ [cilâ΄] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Gelini telli pullu zînetle ârâste edip dâmada ʹarz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَا الْعَرُوسُ عَلَى بَعْلِهَا جَلْوَةً مُثَلَّثَةً وَجِلَاءً إِذَا عَرَضَهَا عَلَيْهِ مَجْلُوَّةٌ Ve zifâf hengâmında geline yüz görümlüğü vermek maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَا الْعَرُوسَ زَوْجُهَا وَصِيفَةً أَوْ غَيْرَهَا إِذَا أَعْطَاهَا إِيَّاهَا فِي ذَلِكَ الْوَقْتِ أَيِ الْعَرْضِ وَالزِّفَافِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı