sefeḩân ~ سَفَحَانٌ

Kamus-ı Muhit - سفحان maddesi

اَلسَّفْحُ [es-Sefḩ] (sîn’in fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bir mevziʹ adıdır. Ve

سَفْحٌ [sefḩ] Dağın yöresine denir; yukâlu: سَفْحُ الْجَبَلِ أَيْ عُرْضُهُ الْمُضْطَجِعُ ʹAlâ-kavlin dağın köküne denir, أَصْلُ الْجَبَلِ [aṡlu’l-cebel] maʹnâsına yâhûd esfeline denir ki eteği olacaktır, dâmen-i kûh maʹnâsına yâhûd dağın dibine denir, حَضِيضُ الْجَبَلِ [ḩaḋîḋu’l-cebel] maʹnâsına. Cemʹi سُفُوحٌ [sufûḩ] gelir. İşbu سَفْحٌ [sefḩ] kelimesi fi’l-asl إِنْصِبَابٌ [inṡibâb] maʹnâsına masdar olmakla tesmiye bi’l-masdardır, gûyâ ki mevziʹ-i mezbûr fevk-i cebelden mesfûh olmuştur. Ve

سَفْحٌ [sefḩ] Masdar olur, su ve kan makûlesini döküp akıtmak maʹnâsına; yukâlu: سَفَحَ الْمَاءَ وَالدَّمَ سَفْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَرَاقَهُ ve yukâlu: سَفَحَ الدَّمْعَ سَفْحًا وَسُفُوحًا إِذَا أَرْسَلَهُ Ve

سَفْحٌ [sefḩ] ve

سُفُوحٌ [sefûḩ] ve

سَفَحَانٌ [sefeḩân] (fetehâtla) Su makûlesi kendi boşanıp dökülmek maʹnâsına lâzım olur; yukâlu: سَفَحَ الدَّمْعُ سَفْحًا وَسُفُوحًا وَسَفَحَانًا إِذَا انْصَبَّ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı