sinân ~ سِنَانٌ

Kamus-ı Muhit - سنان maddesi

اَلسِّنَانُ [es-sinân] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Mızrak temrenine denir; cemʹi أَسِنَّةٌ [esinnet] gelir. Ve ʹArablar filân adama mızrak kullanmak müsahhardır, murâd edip nişânladığı yere temreni taʹn ve infâz eder diyecek yerde هُوَ أَطْوَعُ السِّنَانِ derler, تُطَاوِعُهُ السِّنَانُ كَيْفَ شَاءَ maʹnâsına. Ve

سِنَانٌ [sinân] Sineklere denir, ذُبَّانٌ [žubbân] maʹnâsına. Ve minhu “وَمَا بَيْنَ عَيْنَيْهِ وَنِيمُ سِنَانٍ” أَيِ الذُّبَّانِ Ve

سِنَانٌ [Sinân] Esmâdandır: Sinân b. Senne ki zikr olundu. Ve Sinân b. Ebî Sinân, İbn Ṯuheyr ve İbn ʹAbdullâh ve İbn ʹÖmer ve İbn Vebre ve İbn Seleme ve İbn Şemʹale ve İbn Teym ve İbn Šaʹlebe ve İbn Revḩ ashâbdandır. Ve

حِصْنُ سِنَانٍ [Ḩiṡnu Sinân] Rûm diyârında bir hisârdır. Ve Ebu’l-ʹAbbâs el-Eṡamm es-Sinânî ceddi olan Sinân’a mensûbdur ve o muhaddisîndendir.

Vankulu Lugatı - سنان maddesi

اَلسِّنَانُ [es-sinân] (sîn’in kesri ile) Bi-maʹnâhâ; tekûlu: اَلْفَحْلُ يُسَانُّ النَّاقَةَ مُسَانَّةً وَسِنَانًا إِذَا طَرَدَهَا حَتَّى تَنُوخَهَا لِيَسْفِدَهَا Ve

سِنَانٌ [sinân] Bileği taşına dahi derler. Ve

سِنَانٌ [sinân] Gönder demirine dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı