simâmu’l-insân ~ سِمَامُ الْإِنْسَانِ

Kamus-ı Muhit - سمام الإنسان maddesi

اَلسَّمُّ [es-semm] (sîn’in fethi ve mîm’in teşdîdiyle) Deliğe denir; yukâlu: أَضْيَقُ مِنْ سَمِّ الْإِبْرَةِ أَيْ ثَقْبِهَا Ve bu maʹnâdandır ki ʹArablar أَصَابَ سَمَّ حَاجَتِهِ derler, “Maksad ve matlabın deliğini buldu” ki isâbet eyledi demek olur. Ve

سُمُومُ الْإِنْسَانِ [semûmu’l-insân] ve

سِمَامُ الْإِنْسَانِ [simâmu’l-insân] Beden-i insânîde olan deliklerden ʹibârettir ki ağız ve burun ve kulak ve sâ΄ir deliklerdir. Ve

سَمٌّ [semm] Ağuya denir, zehr maʹnâsına. Bu iki maʹnâda sîn’in harekât-ı selâsıyla da lügattir; cemʹi سُمُومٌ [sumûm] gelir ve سِمَامٌ [simâm] gelir sîn’in kesriyle. Ve

سَمٌّ [semm] (sîn’in fethiyle) Katır boncuğu makûlesi nesnelere denir ki denizden çıkar. Ve at kısmının genzinde olan iki damarın her birine denir; ikisine سَمَّانِ [semmân] denir.

Vankulu Lugatı - سمام الإنسان maddesi

سِمَامُ الْإِنْسَانِ [simâmu’l-insân] (sîn’in kesri ve mîm’in tahfîfiyle) Bi-maʹnâhâ. Ve

سُمُومٌ [sumûm] ve سِمَامٌ [simâm] سَمٌّ [semm]in dahi cemʹi gelir, zehr maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı