simṯu’r-reml ~ سِمْطُ الرَّمْلِ

Kamus-ı Muhit - سمط الرمل maddesi

اَلسِّمْطُ [es-simṯ] (sîn’in kesriyle) Dizi dizilmiş rişteye denir; yukâlu: مَعَهُ سِمْطٌ مِنْ لُؤْلُؤٍ وَهُوَ خَيْطُ النَّظْمِ Ve bir gûne kılâdeye ve gerdançlığa denir ki boğmak dedikleri kılâdeden uzun olur; cemʹi سُمُوطٌ [sumûṯ]tur; yukâlu: جَاءَتْ وَعَلَيْهَا سِمْطٌ أَيْ قِلاَدَةٌ أَطْوَلُ مِنَ الْمِخْنَقَةِ Ve şol zırha denir ki süvârî olan kimse onu atının sağrısına asmış ola. Ve terki bağına denir, fitrâk maʹnâsına. Ve sâde taʹbîr olunan içi astarsız yalın kat câmeye, ʹalâ-kavlin pamuk ipliğinden olanına yâhûd üstündeki sevb pek ince olmakla altından görünen libâsa denir. Ve

سِمْطٌ [simṯ] Şol kimseye denir ki cismi hafîf, çâlâk ve be-gâyet zîrek ve sâhib-i fıtnat u dehâ ola. ʹAlâ-kavlin vasf-ı mezkûr üzere olan sayyâda denir; yukâlu: رَجُلٌ سِمْطٌ أَيْ دَاهٍ خَفِيفٌ أَوِ الصَّيَّادُ كَذَلِكَ Ve

سِمْطُ الرَّمْلِ [simṯu’r-reml] Kılâde gibi uzun uzadı yastımca kum yığınına denir. Ve

سِمْطٌ [Simṯ] Ashâbdan Şuraḩbîl hazretlerinin pederleri ismidir. Ve baştaki sarığın göğüs üzere ve omuzlar üzere sarkan uçlarına denir; yukâlu: أَرْسَلَ سِمْطَ عِمَامَتِهِ وَهُوَ مَا فَضَلَ مِنْهَا عَلَى الصَّدْرِ وَالْكَتِفَيْنِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı