ṯarîḵat ~ طَرِيقَةٌ

Kamus-ı Muhit - طريقة maddesi

اَلطَّرِيقَةُ [eṯ-ṯarîḵat] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Uzun hurmâ ağacına denir; cemʹi طَرِيقٌ [ṯarîḵ]tır. Ve hâl ve şân maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: فُلاَنٌ عَلَى طَرِيقَةٍ حَسَنَةٍ أَيْ حَالَةٍ Ve alaçık ve sâyebân direğine denir. Ve bir kavmin şerîf ve zî-şânına ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ طَرِيقَةُ الْقَوْمِ أَيْ شَرِيفُهُمْ Bunda müfred ve cemʹi müsâvîdir ve gâh olur ki طَرَائِقُ [ṯarâ΄iḵ] üzere cemʹlenir. Ve

طَرِيقَةٌ [ṯarîḵat] Baʹzı yerde büküm ve yiv tarzında uzun uzadı obruk ve isik yere denir ki yol şeklinde olur. Ve bir nesnenin yüzünde olan uzun çizgiye denir. Ve şol palâsa denir ki yünden yâhûd kıldan bir arşın kadar ʹarzı olup haşem-nişînler onu evlerinin uzunluğu mikdârınca nesc ederler ve onu evlerinin bir köşesinden öbür köşesine gelince şukkaların aralığına iki taraflı dikip vasl ederler. Bizim çadırlarda ona şerit taʹbîr olunur, direğin başı onun ortalığına gelip ağırşağı onda olur; ve yekûlûne: ثَوْبٌ طَرَائِقُ أَيْ خَلَقٌ Sevb eskiyip dırâz dırâz sökülüp açılmakla gûyâ ki her cüz΄ü iʹtibârıyla cemʹ sîgasında istiʹmâl ederler.

Vankulu Lugatı - طريقة maddesi

اَلطَّرِيقَةُ [eṯ-ṯarîḵat] (ṯâ’nın fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Ziyâde uzun olan hurmâ ağacı. Ve

طَرِيقَةٌ [ṯarîḵat] Şol nesnedir ki yünden yâhûd kıldan dokurlar, bir arşın eni olup uzunu evin mikdârınca olur, bir köşeden bir köşeye varınca aralık olan yerlere vazʹ ederler. Ve

طَرِيقَةٌ [ṯarîḵat] Kavmin yararlarına ve güzîdelerine dahi derler; yukâlu: هَذَا رَجُلٌ طَرِيقَةُ قَوْمِهِ وَهَؤُلَاءِ طَرِيقَةُ قَوْمِهِمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı