ṯaʹmu’ş-şey΄ ~ طَعْمُ الشَّيْءِ

Kamus-ı Muhit - طعم الشيء maddesi

اَلطَّعَامُ [eṯ-ṯaʹâm] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Buğdaya ıtlâk olunur; yukâlu: فُلَانٌ يَحْتَكِرُ فِي الطَّعَامِ أَيْ فِي الْبُرِّ Şârih der ki deve kısmına مَالٌ [mâl] ıtlâkı gibi طَعَامٌ [ṯaʹâm] dahi buğdayda gâlib olmuştur. İntehâ. Ve

طَعَامٌ [ṯaʹâm] Mutlakan ekl olunacak şey΄e denir; cemʹi أَطْعِمَةٌ [aṯʹimet] gelir, cemʹü’l-cemʹi أَطْعِمَاتٌ [eṯʹimât] gelir. Ve

طَعْمٌ [ṯaʹm] (ṯâ’nın fethiyle) ve

طَعَامٌ [ṯaʹâm] Masdar olurlar, nesne ekl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَعِمَهُ طَعْمًا وَطَعَامًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَكَلَهُ Ve

طَعْمُ الشَّيْءِ [ṯaʹmu’ş-şey΄] O nesnenin tat ve mezesine denir ki çâşnî dahi derler, kuvvet-i zâ΄ika ile maʹlûm olan keyfiyyettir, acılık ve tatlılık ve bunların miyânesi olan tat ve meze gibi gerek taʹâm ve gerek şarâbda olsun; cemʹi طُعُومٌ [ṯuʹûm] gelir; yukâlu: طَعْمُهُ حُلْوٌ أَوْ مُرٌّ Ve iştihâ olunan taʹâma denir; yukâlu: أَحْضَرَ طَعْمًا وَهُوَ مَا يُشْتَهَى مِنَ الطَّعَاِم Ve iştihâya medâr olan şey΄e denir, meselâ taʹâmın lezzeti ve halâveti ve iʹtidâli gibi. Ve ağaç aşıyı kabûl edip tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَطْعَمَ الْغُصْنَ فَطَعِمَ طَعْمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْ وَصَلَ بِهِ غُصْنًا فَقَبِلَ الْوَصْلَ Ve doymak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَا يَطْعَمُ آكِلُ هَذَا أَيْ مَا يَشْبَعُ Ve bu bâb-ı sâlistendir, zîrâ mü΄ellif كَيَمْنَعُ lafzıyla takyîd eyledi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı