ḵamʹu’s-semʹ ~ قَمْعُ السَّمْعِ

Kamus-ı Muhit - قمع السمع maddesi

اَلْقَمْعُ [el-ḵamʹ] (جَمْعٌ [cemʹ] vezninde) مِقْمَعَةٌ [miḵmeʹat] ile vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَهُ قَمْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ضَرَبَهُ بِالْمِقْمَعَةِ Ve zelîl ve makhûr eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: قَمَعَ فُلاَنًا إِذَا قَهَرَهُ وَذَلَّلَهُ Ve nesne akıtacak kabın ağzına huni komak maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَ الْوَطْبَ إِذَا وَضَعَ فِي رَأْسِهِ قِمْعًا Ve bir adamı veche ve maksadından sarf eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَ فُلاَنًا إِذَا صَرَفَهُ عَمَّا يُرِيدُهُ Ve bir adamın başına vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَهُ إِذَا ضَرَبَهُ رَأْسَهُ Ve bir nesne içre girmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَ فِي الشَّيْءِ إِذَا دَخَلَ Ve ot kısmını soğuk çalmakla bastırıp sindirmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَ الْبَرْدُ النَّبَاتَ إِذَا رَدَّهُ وَأَحْرَقَهُ Ve kapta olan meşrûbu şiddetle içmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَ مَا فِي السِّقَاءِ إِذَا شَرِبَهُ شُرْبًا شَدِيدًا Ve meşrûb yutmaksızın hemân boğazdan kayıp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَعَ الشَّرَابُ إِذَا مَرَّ فِي الْحَلْقِ مَرًّا بِغَيْرِ جَرْعٍ Ve

قَمْعُ السَّمْعِ [ḵamʹu’s-semʹ] Bir adamın sözüne hamûş olarak kulak tutup dinlemekten ʹibârettir; yukâlu: قَمَعَ سَمْعَهُ لِفُلاَنٍ إِذَا أَنْصَتَ لَهُ Ve

قَمْعٌ [ḵamʹ] Huniye denir ki onunla gülâb-dân makûlesine gülâb ve dühn gibi nesneler vazʹ ederken ağzına korlar; yukâlu: جَعَلَ عَلَيْهِ الْقَمْعَ وَهُوَ مَا يُوضَعُ عَلَى فَمِ الْإِنَاءِ يَنْصَبُّ فِيهِ الدُّهْنُ وَغَيْرُهُ Ve hurmâ dânesinin dibinde pul gibi yapışık nesneye denir ki hurmânın takye ve tâcı menzilindedir. Ve

قَمْعٌ [ḵamʹ] Tohme ve imtilâ΄ maʹnâsınadır; tekûlu: أَخَذَنِي الْقَمْعُ أَيِ التُّخَمَةُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı