nebž ~ نَبْذٌ

Kamus-ı Muhit - نبذ maddesi

اَلنَّبْذُ [en-nebž] (nûn’un fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi elden ön tarafa, ʹalâ-kavlin ense tarafa atmak, ʹalâ-re΄yin mutlakan atmak maʹnâsınadır. Ve bu o nesneye ʹadem-i iʹtidâd u iʹtibârdan nâşî olur; yukâlu: نَبَذَ الشَّيْءَ نَبْذًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا طَرَحَهُ مِنْ يَدِهِ أَمَامَهُ أَوْ وَرَاءَهُ أَوْ هُوَ عَامٌّ Ve

نَبْذٌ [nebž] ve

نَبَذَانٌ [nebežân] (fetehâtla) Bedende damar oynamak maʹnâsınadır ki damar atmak taʹbîr olunur; yukâlu: يَنْبِذُ عِرْقُهُ نَبْذًا أَوْ نَبَذَانًا أَيْ يَضْرِبُ ضَرَبَانًا Ve

نَبْذٌ [nebž] Şey΄-i kalîl ü yesîre ıtlâk olunur ki ʹadem-i iʹtibârdan nâşî elden atılır olan şey΄-i nâçîzdir. Ve bu, fi’l-asl masdardır, ism olmuştur. Cemʹi أَنْبَاذٌ [enbâž] gelir; yukâlu: أَخَذَ مِنْهُ نَبْذًا أَيْ شَيْئًا قَلِيلاً يَسِيرًا Ve

نَبْذٌ [nebž] Şarâb kurmak maʹnâsınadır ki küp makûlesi nesneye hurmâ ve üzüm makûlesini bırakıp üzerine su vazʹ ve bir zamân terk eylemekten ʹibârettir; yukâlu: نَبَذَ النَّبِيذَ إِذَا أَلْقَى التَّمْرَ أَوِ الزَّبِيبَ فِي الْجَرِّ وَغَيْرِهِ وَتَرَكَ عَلَيْهِ الْمَاءَ لِيَصِيرَ نَبِيذًا وَيُقَالُ نَبَذَ التَّمْرَ أَوِ الزَّبِيبَ

Vankulu Lugatı - نبذ maddesi

اَلنَّبْذُ [en-nebž] (nûn’un fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Elle bir nesneyi atmak; tekûlu: نَبَذْتُ الشَّيْءَ أَنْبِذُهُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَلْقَيْتَهُ مِنْ يَدِكَ Ve

نَبْذٌ [nebž] Cüz΄î nesne maʹnâsına da gelir; yukâlu: ذَهَبَ مَالُهُ وَبَقِيَ مِنْهُ نَبْذٌ وَبِأَرْضِ كَذَا نَبْذٌ مِنْ مَالٍ وَمِنْ كَلَإٍ وَفِي رَأْسِهِ نَبْذٌ مِنْ شَيْبٍ وَأَصَابَ الْأَرْضَ نَبْذٌ مِنْ مَطَرٍ أَيْ شَيْءٌ يَسِيرٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı