اَلنَّبْضُ [en-nebḋ] (قَبْضٌ [ḵabḋ] vezninde) ve
اَلنَّبَضَانُ [en-nebeḋân] (fetehâtla) Damar atmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَبَضَ الْعِرْقُ نَبْضًا وَنَبَضَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَحَرَّكَ Ve yayı çinretmek, ʹalâ-kavlin çinretmek için kirişini bir mikdâr çekip salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: نَبَضَ فِي قَوْسِهِ إِذَا أَصَاتَهَا أَوْ حَرَّكَ وَتَرَهَا لِتَرِنَّ Ve şimşek âhestece yalabımak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَبَضَ الْبَرْقُ إِذَا لَمَعَ خَفِيًّا Ve
نَبْضٌ [nebḋ] Mutlakan hareket maʹnâsınadır; yukâlu: مَا بِهِ حَبْضٌ وَنَبْضٌ أَيْ حَرَاكٌ Ve
نَبْضٌ [nebḋ] Celd ve zîrek ve şehâmetli gönüle ıtlâk olunur ki نَابِضٌ [nâbiḋ] maʹnâsınadır. Bunda fethateynle de câ΄izdir ki faʹal bi-maʹnâ fâʹil olur; نَبِضٌ [nebiḋ] dahi bu maʹnâyadır, كَتِفٌ [ketif] gibi; yukâlu: فُؤَادٌ نَبْضٌ وَنَبَضٌ وَنَبِضٌ أَيْ شَهْمٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı