el-eyḋ ~ اَلْأَيْضُ

Kamus-ı Muhit - الأيض maddesi

اَلْأَيْضُ [el-eyḋ] (hemzenin fethi ve yâ’nın sükûnuyla) İşlenilmiş nesneyi geri dönüp tekrâr işlemek maʹnâsınadır; yukâlu: آضَ إِلَيْهِ يَئِيضُ أَيْضًا إِذَا عَادَ Ve bir nesne evvelki hâlinden dîğer hâle dönmekle gayrı nesne olmak maʹnâsınadır; yukâlu: آضَ الْفَقِيرُ غَنِيًّا أَيْ صَارَ Ve rücûʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آضَ إِلَى أَهْلِهِ إِذَا رَجَعَ إِلَيْهِمْ İşbu ḣأ،ي،ضḢ mâddesi fi’l-asl vech-i mezkûr üzere ʹavdet maʹnâsınadır; niteki فَعَلَ ذَلِكَ أَيْضًا derler, فَعَلَهُ مُعَاوِدًا maʹnâsına ki “İşlediği işi ʹavdetle tekrâr işledi” demektir, baʹdehu maʹnâ-yı intizârda mukârebet ʹalâkasıyla sayrûret maʹnâsına müsteʹâr olup fiʹl-i nâkıs olan صَارَ maʹnâsına istiʹmâl olundu; yukâlu: آضَ كَذَا إِذَا صَارَ Ke-mâ zukire.

Vankulu Lugatı - الأيض maddesi

اَلْأَيْضُ [el-eyḋ] (hemzenin fethi ve yâ’nın sükûnuyla) ʹAvdet maʹnâsınadır. İbnu’s-Sikkît eyitti: Esnâ-yı kelâmda أَيْضًا dedikleri masdardır; yukâlu: آضَ يَئِيضُ أَيْضًا أَيْ عَادَ ve yukâlu: آضَ فُلَانٌ إِلَى أَهْلِهِ إِذَا رَجَعَ Ve

أَيْضٌ [eyḋ] Defʹa mahallinde dahi istiʹmâl olunur: إِذَا قَالَ لَكَ فَعَلْتَ ذَاكَ أَيْضًا قُلْتَ قَدْ أَكْثَرْتَ مِنْ أَيْضٍ وَدَعْنِي مِنْ أَيْضٍ Yaʹnî “Onu tekrâr haysiyyetle çok etmişsin, tekrârı terk eyle.” Ve

آضَ [âḋa] صَارَ [ṡâre] maʹnâsına da gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı