et-terâ΄î ~ اَلتَّرَائِي

Kamus-ı Muhit - الترائي maddesi

اَلتَّرَائِي [et-terâ΄î] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) Aynaya bakmak maʹnâsınadır; tekûlu: تَرَائَيْتُ فِي الْمِرْآةِ أَيْ نَظَرْتُ فِيهَا Ve birbirini görmek ve görüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَرَاءَوْا إِذَا رَأَى بَعْضُهُمْ بَعْضًا Ve minhu’l-hadîsu: “أَنَا بَرِيءٌ مِنْ كُلِّ مُسْلِمٍ مَعَ مُشْرِكٍ” قِيلَ لِمَ يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ “لَا تَرَاأَى نَارَاهُمَا” أَيْ لَا يَتَجَاوَرُ الْمُسْلِمُ وَالْمُشْرِكُ بَلْ يَتَبَاعَدُ عَنْهُ مَنْزِلَةً بِحَيْثُ لَوْ أَوْقَدَ نَارًا مَا رَآهَا Yaʹnî mutlakan ehl-i İslâm’ın müşrikînle mücâveret ve mukârebetlerinden nehyi mutazammındır, yaʹnî âteşleri birbirini görecek kadar mesâfede takarrüb eylemeyip belki onlardan tebâʹud eylesinler, zîrâ müşrikîn ʹahd ve emândan müberrâlardır ve ehl-i İslâm’ın delâleti taraf-ı Rahmân’a ve onların delâleti cânib-i şeytâna olur. Pes تَرَائِي [terâ΄î] burada تَعَايُنٌ [teʹâyun] ve تَقَابُلٌ [teḵâbul] maʹnâsına olmuş olur. Ve تَرَائِي [terâ΄î] aslda تَتَرَاآى idi, tâ’ların biri tahfîfen hazf olundu. Şârih der ki Ebu’l-Heyšamp;em ʹaleyhi’r-rahme لَا يَتَّسِمُ الْمُسْلِمُ بِسِمَةِ الْمُشْرِكِ وَلَا يَتَشَبَّهُ بِهِ ʹibâretiyle tefsîr eyledi, yaʹnî “Müslim olan kimse müşriklerin eşkâlleriyle müteşekkel ve ahlaklarıyla mütehallak olmasın.” İntehâ. Ve

تَّرَائِي [terâ΄î] Bir mâdde zımnında fikr ve endîşe ve mülâhaza eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: تَرَائَيْنَا فِي الْأَمْرِ أَيْ نَظَرْنَاهُ Ve hurmâ koruğunda renkler görünmek maʹnâsınadır ki benleşmekle sarı ve kırmızı renkler zâhir olur; yukâlu: تَرَائَى النَّخْلُ إِذَا ظَهَرَتْ أَلْوَانُ بُسْرِهِ Ve görünmek için bir adamın önüne arkuru gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَرَائَى لِي أَيْ تَصَدَّى لِأَرَاهُ

Vankulu Lugatı - الترائي maddesi

اَلتَّرَائِي [et-terâ΄î] (tâ’nın fethi ve hemzenin kesri ve meddiyle) İki cemâʹat birbirin görmek; yukâlu: تَرَائَى الْجَمْعَانِ إِذَا رَأَى بَعْضُهُمْ بَعْضًا Ve

تَرَائِي [terâ΄î] Âyîneye bakmağa dahi derler; yukâlu: فُلَانٌ يَتَرَائَى إِذَا نَظَرَ وَجْهَهُ فِي الْمِرْآةِ وَفِي السَّيْفِ Ve

تَرَائِي [terâ΄î] Cinn görünmeğe dahi derler; yukâlu: تَرَائَى لَهُ شَيْءٌ مِنَ الْجِنِّ Ve tesniyesinde تَرَاءَيَا ve cemʹinde تَرَاءَوْا dersin.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı