et-tercîb ~ اَلتَّرْجِيبُ

Kamus-ı Muhit - الترجيب maddesi

اَلتَّرْجِيبُ [et-tercîb] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi bir kimseden mehâbetlenip taʹzîm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَّبَهُ فُلاَنًا تَرْجِيبًا إِذَا هَابَهُ وَعَظَّمَهُ Ve receb ayında kurbân kesmek maʹnâsınadır ki Câhiliyyet’te şehr-i mezbûrda asnâmlar için zebh-i karâbîn ederler idi. Ve تَرْجِيبٌ [tercîb] hurmâ ağacının meyvesi firâvân olmakla dal basılıp kırılmasın için altına destek tarzında sedd ve seki binâ eylemek maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin hurmânın meyve-dâr olan şâhlarını sâ΄ir şâhlara kavuşturup yapraklarıyla sarıp bağlamak maʹnâsınadır, tâ ki rüzgâr silkip meyvelerini dökmesin için ve ʹalâ-re΄yin uğru yedinden muhâfaza için o meyve-dâr budaklar etrâfına çalılar ve dikenlikler vazʹ eylemekten ʹibârettir; ve minhu’l-meselu: “أَنَا جُذَيْلُهَا الْمُحَكَّكُ وَعُذَيْقُهَا الْمُرَجَّبُ” Burada جُذَيْلٌ [cužeyl] kelimesi جِذْلٌ [cižl] musaggarıdır ki cîmin kesriyle şol tomruk gibi kalın ağaca denir ki deve ağılına dikerler, deve ona sürünüp kaşınmak için. Ve مُحَكَّكٌ [muḩakkek] تَحْكِيكٌ [taḩkîk]ten ism-i mefʹûldür, مُحَكَّكٌ بِهِ maʹnâsınadır. Ve عُذَيْقٌ [ʹužeyḵ] عَذْقٌ [ʹažḵ]ın musaggarıdır ki meyve-dâr olan hurmâ dalına denir. Ve bunlarda tasgîr taʹzîm içindir. Yaʹnî “Ben onların gelip kaşınıp kesb-i râhat edecek dayağı ve intifâʹ eyleyecek meyve-dâr budağıyım; dertleri oldukta gelip bana mürâcaʹat ederler ve re΄y ü tedbîr ü iʹânetimle şifâ-yı sadr hâsıl ederler.” Mesel-i mezbûru yevm-i Saḵîfe’de Ḩubâb b. Munžir îrâd eylemiştir. Ve

تَرْجِيبُ الْكَرْمِ [tercîbü’l-kerm] Tevek ve asma çubuklarını ve kollarını doğruldup ve düzeltip her birini yerli yerince herekler ve kerevitler üzere vazʹ eylemekten ʹibârettir; yukâlu: رَجَّبَ الْكَرْمَ إِذَا اسْتَوَى وَوَضَعَ مَوَاضِعَهُ Ve

اَلرُّجْبَةُ [er-rucbet] (جُرْعَةٌ [curʹat] vezninde) Şol sedd ve seki tarzında binâya denir ki zikr olunduğu üzere destek olmak için hurmânın meyve-dâr olan dalları altına yapılır. Ve

رُجْبَةٌ [rucbet] Şol binâya denir ki cânver saydı için yapılır, içine ipe bağlı bir pâre et vazʹ ederler. Cânver gelip eti çektikte o binâ-yı musannaʹ yıkılıp altında kalır.

Vankulu Lugatı - الترجيب maddesi

اَلتَّرْجِيبُ [et-tercîb] Taʹzîm maʹnâsınadır; yukâlu: إِنَّ فُلَانًا لَمُرَجَّبٌ أَيْ مُعَظَّمٌ Ve bundan me΄hûzdurتَرْجِيبُ الْعَتِيرَةِ Kaçan ki رَجَبٌ [receb] ayında kurbân etseler, تَرْجِيبُ الْعَتِيرَةِ derler. Ve عَتِيرَةٌ [ʹatîret] ʹayn-ı mühmele ve tâ-i fevkâniyle kurbâna derler; ve yukâlu: هَذِهِ أَيَّامُ تَرْجِيبٍ وَتَعْتَارٍ Ve تَعْتَارٌ [taʹtâr] عَتِيرَةٌ [ʹatîret]tendir, kurbân etmek maʹnâsına. Ve

تَرْجِيبُ [tercîb] Meyvesi çok olan budağa ağaç dayamağa derler, ufanmasın diye. Kâle’l-Ḩabbâb b. el-Munžir: “أَنَا عُذَيْقُهَا الْمُرَجَّبُ” Ve عُذَيْقٌ [ʹužeyḵ] عِذْقٌ [ʹižḵ]ın tasgîridir, yaʹnî “Ben onun meyve-dâr olan hurmâ dalıyım.” Ve gâh olur ki meyve-dâr olan budağın altına duvar yaparlar, ona dayansın diye, mevyesi çok olup kendi zaʹîf olduğundan ötürü.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı