et-turrehet ~ اَلتُّرَّهَةُ

Kamus-ı Muhit - الترهة maddesi

اَلتُّرَّهَةُ [et-turrehet] (قُبَّرَةٌ [ḵubberet] vezninde) ve

اَلتُّرَّهُ [et-turreh] (سُكَّرٌ [sukker] vezninde) Bâtıl ve beyhûde maʹnâsınadır; yukâlu: جَاءَ بِالتُّرَّهَةِ وَالتُّرَّهِ أَيِ الْبَاطِلِ Ve

تُرَّهَةٌ [turrehet] Câddeden ayrılmış ince ve dar yola denir ki çığır taʹbîr olunur; yukâlu: أَخَذَ التُّرَّهَةَ وَهِيَ الطَّرِيقُ الصَّغِيرَةُ الْمُتَشَعِّبَةُ مِنَ الْجَادَّةِ Ve âfet ve dâhiyeye denir. Ve rüzgâra denir, rîh maʹnâsına. Ve buluta denir, sehâb maʹnâsına. Ve düz ovaya denir, صَحْصَحٌ [ṡaḩṡaḩ] maʹnâsına. Ve bir küçük cânver ismidir ki kumsallarda olur; cemʹi تُرَّهَاتٌ [turrehât] ve تَرَارِيهُ [terârîh] gelir tâ-yı meftûha ile. Ve baʹzılar dedi ki تُرَّهَاتٌ [turrehât] ki تُرَّهَةٌ [turrehet]in cemʹidir, fi’l-asl otsuz susuz kır beyâbânlara denir, baʹdehu beyhûde ve ebâtîl için istiʹâre olundu. Kezâlik beyhûde ve ʹabes ve herze kelimâta ıtlâk olunur, kelimât-ı mecânîn gibi; yukâlu: أَتَى بِالتُّرَّهَاتِ أَيِ الْأَبَاطِيلِ وَالْأَقَاوِيلِ الْخَالِيَةِ مِنَ الطَّائِلِ

Vankulu Lugatı - الترهة maddesi

اَلتُّرَّهَةُ [et-turrehet] (tâ’nın zammı ve râ’nın fethi ve teşdîdiyle) Vâhidi, zikr olunan yolların birisi maʹnâsına, Fârisî-i muʹarrebdir. Ondan sonra bâtıl maʹnâsına istiʹâre olunup اَلتُّرَّهَاتُ الْبَسَابِسُ ve اَلتُّرَّهَاتُ الصَّحَاصِحُ dediler ki bunlar kelimât-ı bâtıladan ʹibâret olunur, ismlerdir. Ve gâh olur izâfet tarîkiyle dahi istiʹmâl olunur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı