اَلتَّقَارُعُ [et-teḵâruʹ] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) ve
اَلْمُقَارَعَةُ [el-muḵâraʹat] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) Bunlar da bir nesne taksîminde kurʹa atışmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَقَارَعُوا وَقَارَعُوا إِذَا ضَرَبُوا الْقُرْعَةَ Ve
مُقَارَعَةٌ [muḵâraʹat] Henüz tor ve serkeş nâkayı zor ile buğurun önüne çökerip aşırtmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَارَعَ النَّاقَةَ الصَّعْبَةَ إِذَا أَخَذَهَا فَرَبَضَهَا لِلْفَحْلِ فَيَبْسُرَهَا Ve cenkte bahâdırlar birbiriyle vuruşmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَارَعَ الْأَبْطَالُ مُقَارَعَةً وَقِرَاعًا إِذَا ضَارَبَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا
اَلتَّقَارُعُ [et-teḵâruʹ] (tâ’nın fethi ve râ’nın zammıyla) Kezâlik kurʹa salışmak; yukâlu: إِقْتَرَعُوا وَتَقَارَعُوا Ve
إِقْتِرَاعٌ [iḵtirâʹ] İhtiyâr maʹnâsına da gelir; yukâlu: أُقْتُرِعَ فُلَانٌ إِذَا اخْتِيرَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı