et-tefâvut ~ اَلتَّفَاوُتُ

Kamus-ı Muhit - التفاوت maddesi

اَلتَّفَاوُتُ [et-tefâvut] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) İki nesnenin beyni ıraklaşmak, yaʹnî evsâf cihetiyle birbirine muhtelif ve gayr-i mütenâsib olmak maʹnâsınadır, gûyâ ki ehadühümânın vasfı âheri fevt ve sebk eylemiş olur; yukâlu: تَفَاوَتَ الشَّيْئَانِ إِذَا تَبَاعَدَ مَا بَيْنَهُمَا Ve işbu تَفَاوَتَ [tefâvete] mâddesinin masdarı olan تَفَاوُتٌ [tefâvut] lafzında vâv’ın harekât-ı selâsıyla lügattir. Kilâbiyyûn vâv’ı meftûh ederler, ve ʹAnberî meksûr ederler. Ve bu kıyâstan hâricdir ve bâb-ı mezbûre münhasırdır. Gûyâ ki vâv üzere zammeyi istiskâl eylemeleriyle meftûh ederler ve تَوَالِي [tevâlî] ve تَوَانِي [tevânî] gibi baʹzı masâdır-ı muʹtelleye kıyâsla meksûr ederler.

Vankulu Lugatı - التفاوت maddesi

اَلتَّفَاوُتُ [et-tefâvut] (fethateynle ve vâv’ın zammıyla) Ayrılışmak; yukâlu: تَفَاوَتَ الشَّيْئَانِ أَيْ تَبَاعَدَ مَا بَيْنَهُمَا تَفَاوُتًا Ve İbnu’s-Sikkît eyitti: Kilâbiyyûn masdarında vâv’ı meftûh istiʹmâl ettiler. Ve ʹAnberî vâv’ın kesriyle istiʹmâl etti. Ve Ebû Zeyd eyitti: Vâv’ın fethi ve kesri câ΄izdir. Ebû Zeyd’in bu kelâmı kıyâsa muhâliftir, zîrâ تَفَاعَلَ [tefâʹale]nin masdarı تَفَاعُلٌ [tefâʹul] gelir, ʹayn’ın zammıyla, bu kelimeden gayrıdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı